Neler yeni

Bana Güvenmenizi İstiyorum

Emel Hoca

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Eki 2011
Mesajlar
2,986
Beğeniler
6
#1
BANA GÜVENMENİZİ İSTİYORUM

Çocuk, doğduğu ilk andan itibaren annesine güven duymaya başlar. Onun sıcaklığını, sevecenliğini hisseder. Bütün temel ihtiyaçlarını karşılayan, onun en yakınında bulunan kişi annesidir. İhtiyaçları karşılanarak büyüyen mini mini yavru, zaman içinde kendine ailede bir yer edinir. İlk sosyal çevresini oluşturan ailesi içinde söz sahibidir. İstediklerini yaptırmak için geliştirdiği davranış biçimlerini ortaya koyarken, kendisine olan özgüveninin ilk yapı taşları yerlerini bulmaya başlar.
8–12 aylık yavrumuz artık hareketlenmeye, konuşamasa bile, isteklerini işaret dili ile anlatmaya başlamıştır. Çevresinde sık görmediği ya da ilk kez karşılaştığı nesneler /kişiler onun için yabancıdır. İşte tam bu aşamaya gelindiğinde annesinin sıcaklığına sığınan çocuk, bakışlarına sığdırdığı ürkekliğini belli eder. “Acaba güvende miyim?’’ Ona verilecek en güzel cevap ise annesinin kendisini kucaklamasıdır.
Buraya kadar duygusal gelişim aşamasında her şey yolundadır, ancak Türk geleneksel çocuk yetiştirme yöntem ve tekniklerimizle onun psiko-motor gelişimini sağlayacak engelleri ortaya çıkarmaya başlarız. Korumacı davranışlar sergileyerek farkında olmadan ona ilk olarak
‘’SANA GÜVEN DUYMUYORUM.’’ Mesajını göndeririz.

Dilara, adım atmaya başlayalı birkaç gün olmuştur. Her adım atışında aile büyük sevinç yaşamakta, onu alkışlayarak cesaretlendirmektedir. Artık koltuğa çıkmak istemektedir. Dilara bu davranışı kendi başına yapmak isterken, babası birden bire onun ne yapmak isteğini anlayarak, henüz dengesini tam sağlayamayan Dilara’yı kucaklar ve koltuğa oturtturur. Bunu yaparken de endişesini belirtecek sesler çıkartır. Dilara başını kaldırarak babasının yüzüne bakar. Bu bakış,
“Ben çıkabilirdim. Başarmak istiyordum. Sen beni engelledin. Başaracağıma inanmadın. Bana güvenmiyorsun.’’ bakışıdır. Bu BAKIŞ BİZE ‘’Keşke konuşabilseydim. Beni anlamanıza ne kadar çok ihtiyacım var. Biliyorum, düşmemden korkuyorsunuz. Benim davranışlarımı kontrol edin, ama yapmak istediklerimi engellemeyin, demeyi ne çok isterdim. Babacığım, çıkardığın sesler ile benim cesaretimi kırdın. Beni korkuttun. Acaba tekrar koltuğa çıkmayı denemesem mi? sözlerini söylemek istemektedir.

ÇOCUĞUM ÖZBAKIMINI YAPABİLECEK KADAR BÜYÜDÜĞÜ HALDE YAPMIYOR.
Çeşitli hareketleri çevreden zarar duyacağı korkusu ile büyükler tarafından engellenerek korku ve endişe deneyimi kazanan çocuklar, bir süre sonra attıkları her adımda ürkek, güvensiz olmaya başlarlar. Aile bunun nedenini çözememektedir. ‘’Önceleri böyle değildi.’’ şeklinde sözler söylerler. Çocuk pasifleşir. Aile çocuğunu aşırı derecede koruyarak çocuğun becerebileceği işlerde bile kendisini çekmesine zemin hazırlar. Aile sürekli çocuğuna destek olur. Her yapması gereken işte çocuğun arkasında yer alır. Ayrıca aile bireylerinin gözü çocuğun üzerinde olduğundan onu olumsuz yönde eleştirir ve hatalar bulurlar. Bu yetmiyormuş gibi çocuğun olumsuz davranışlarını başkalarına da anlatırlar.
“Çocuğum Özbakımını Yapabilecek Kadar Büyüdüğü Halde Yapmıyor. Odasını toplamıyor. Yemeğini bile ben yediriyorum. Arkadaşları ile bir araya geldiklerinde hep yanımda oturuyor. Bu çocuk hiç sosyal değil.” Bu şikayetler uzadıkça uzar. Üstelik de çocuğun yanında söylenerek bir yanlış daha yapılır.
Çocuk büyüyüp, sosyal çevresi genişledikçe, ailenin gerek basında, gerekse yakın çevresinde duyduğu kaygı verici çocuk kaçırılma olayları, hırsızlık olayları gibi farklı nedenlerden dolayı ailenin duyduğu endişelerden çocuk üzerinde baskı oluşmaya başlar.

Bebeklik döneminden başlayan yanlış tutum ve davranışlar, zaman geçtikçe boyut değiştirerek yoğunlaşır. Çocuk, kime güveneceğini bilemez duruma gelir.

ÇOCUĞUMUN GÜVEN DUYGUSUNU KAZANMASI İÇİN NE YAPABİLİRİM?


GÜVENSİZLİĞİN NEDENLERİ
—Sakın yabancılarla konuşma.
—Kimseden bir şey alma.
—Ayşe, çok iyi masal anlatıyor. Sen de anlatsana/ anlatmıyorsun /anlatamıyorsun.
—Sen dökersin /taşıyamazsın /kaybedersin.
—Onun yerine konuşma, karar verme/ O seçmeyi bilmez / o anlamaz / o yemeği sevmez / onunla oynamaz / o yapamaz / alamaz / gidemez vs…
Anneye aşırı bağlılık:
—Bensiz hiçbir yere gitmedi / biz birbirimizden ayrılamayız / ben yanında olmazsam…
Onun yapması gereken işlerde sürekli onu kollama, onun işini üstüne alma, eksikliğini giderme çabası halinde olma… Bu tip koruyucu aile tablosu da güvensizliğe sebebiyet vermektedir.
Ayrıca çocuğu sürekli eleştirmek, susturmak da onu duygusal yönden yaralayacaktır. Bu durum, çocuğun kendisine olan güven duygusunu zedeleyen unsurlar arasında yer almaktadır.

ÇÖZÜM YOLLARI
—Erken çocukluk döneminde gelişen güven duygusunun güçlenmesi için önce güvensizliğin nedenlerinin ortadan kaldırılmasına çalışılmalıdır.
— Çocuk, deneyimlerle öğrenir. Deneyim sonucu ne olursa olsun takdir gören çocuk, bir sonraki deneyiminde daha başarılı olacaktır.
— Çocuğun davranışlarını çevresindeki kişilerle kıyaslama yapmaktan sakınmak gerekir.
— Kaygıların, korkuların olduğu çevresel koşullar altında büyüyen çocuklardaki güven eksikliğini geri kazanılması için öncelikle kaynağın nedeni bulunmalı, nedenin ortadan kaldırılması için gerekirse psikolojik destek alınmalıdır.
— Sorumluluk almasına izin vermek önemlidir. Kendisine yetmeyi ve kendisini yönetmeyi öğretmek gerekir: Ona özgür bir ortam hazırlanmalı, ayakları üzerinde durması sağlanmalıdır. Çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun sorumluluklar verilip başarması için desteklenmelidir. Örn: Ödevini evde unutan bir çocuğun arkasından anne ödevini getiriyorsa; çocuk, “Ödevimi nasıl olsa annem getirir.” diye düşünerek bu sorumluluğu üzerinde hissetmez. Bir anne çocuğuna evin anahtarını teslim edebiliyorsa, o çocuğun sorumluluğu ve kendine olan güveni iki kat artacaktır.
— Çocuğun kendisini değerli olarak görmesi, öncelikle yakın çevresinden kabul görmesine bağlıdır. Bu nedenle güven ve sorumluluk duyguları, özgür ve demokratik aile ortamlarında kazanılır.
—Kuralları bütün fertler birlikte koyuyorlarsa o ailede demokrasi işliyor demektir. Kuralların nedenleri, doğabilecek sonuçlar yapılacak rutin aile toplantılarında açıklanır, notlar tutulursa evde herkes sorumluluğunu bilir. Bu çocuğun güvenini geliştiren bir aile ortamıdır. Böylece kişiliğine saygı gösterildiğini gören ve kendisini özgürce ifade eden çocuk, “Ben değerliyim.” diye düşünür ve bu da güven ve sorumluluk duygusunun gelişimini güçlendirir.
—Ailede bireylerin birbirlerine aşırı bağlılıkları çocuklarda güven duygusunun gelişmesini engelleyebilir. Çocuk, bağımlı olduğu kişiden ayrı ve farklı ortamlarda bulundurulmalı, ayrı kalacakları bu süre yavaş yavaş fazlalaştırılmalıdır. Çocuğun bağımlı olduğu kişinin de bu duruma kendisini hazırlaması gereklidir. Çünkü bağımlılık her zaman karşılıklıdır. Çocuklarına bağımlı bazı aileler aşırı kaygılıdır. Korkular zaman içinde kaygıya dönüşmüştür. Aileler farkında olmadan bunu çocuklarına hissettirirler. Bu duygu çocukta da gelişmeye başlarsa, okula başlama çağı geldiğinde çocuk anneden, anne çocuktan ayrılmakta güçlük çeker.
— Çocuğun sürekli eleştirilmesi, susturulması karşısında çocuk güvensizliğe kapılır. Eleştirme yerine onu yüreklendirici ve onu anladığımızı belirten sözlerin söylenmesi güven duygusunu arttıracaktır. Örneğin: Elinden tabağı düşüren çocuğa:
— Dikkat etsene / sana iyi tutmanı defalarca söyledim / sakar / gibi sözler eleştirme, kızgınlık ifadesi taşır.
— Üzülme, yenisini alırız./ gibi sözler ise onu anladığımızı ifade etmez.
— Senin yaşındayken ben de sık sık elimden birşeyler düşürür kırardım. Büyürken bunlar olabilir. Büyüdüğüm halde ben de bazen kırabiliyorum. Bu gayet doğal bir durum. Biraz daha dikkat etmemiz gerekebilir.’’ sözleri ise onu anladığımızı ifade eder.

Birbirimizi anlayabildiğimiz, birbirimize güvenebildiğimiz yarınlar dileği ile…

Emel Özdemir
Okul Öncesi Öğretmeni
 

Forum istatistikleri

Konular
18,892
Mesajlar
30,368
Kullanıcılar
27,851
Son üye
Mfbos
×