Neler yeni

Yetişkin Kişiliğin Metapsikolojik Açıdan Değerlendirilmesi

Ayşe86

Kayıtlı Üye
Katılım
6 Eki 2011
Mesajlar
3,577
Beğeniler
4
#1
Yetişkin Kişiliğin Metapsikolojik Açıdan Değerlendirilmesi
Yetişkin Profili


ANNA FREUD, LL.D., D.Sc., M.D., HUMBERTO NAGERA, M.D. ve W. ERNEST FREUD, B.A.

(1965)

Çeviri: Erkan Kalem

Bir süredir klinik çalışmalarımızda yetişkin hastalarda bir Profil ihtiyacı kendini hissettiriyordu; özellikle de bir çocukla anne veya babanın birinin aynı dönemde terapide oldukları vakalarda.

İlk Profil şemamız nevrotik çocuk hastalar için, onlarla ilgili olarak elde edilen malzemenin psikanalitik açıdan anlamlı başlıklar altında (terapi öncesinde, esnasında veya sonrasında) düzenlenmesini kolaylaştırmak amacıyla hazırlanmıştı. Profil daha sonra nevrozların sınırları dışındaki vakalara da uygulandığında bireyin spesifik patolojisiyle ilgili tüm ayrıntıları kapsayacak biçimde birçok kısmın eklenmesi gerekti. Görme patolojisi olan vakalarda bu ekler öncelikle dönemsel gelişim (phase development), saplanma (fixation) ve gerilemeyle (regression) ilgili başlıkları içermiştir. Sınır-durum (borderline) çocuk vakalarında, şu ana kadar, kendilik yatırımı (cathexis of self) ve nesne yatırımı (cathexis of objects) hakkında bilgi içeren bölümler, patolojinin incelikli biçimde yerini tespit edebilme amacıyla alt bölümlerle birlikte eklenmiştir.

Profil şeması ergenlerin özelliklerinin betimlenmesine uygulandığında, ergenin yaşadığı büyük değişikliklerin temel bir kısmını oluşturan süperego gelişimi, ideal formasyonu ve kimlik problemleri türlerini içerecek biçimde genişletilmesi gerekmiştir. [Bu kitaptaki M. Laufer makalesine bakınız.]

Bu biçimiyle Profil şeması oldukça genişlediyse ve uygulanma alanları arttıysa da temel rasyoneli değişmeden kalmıştır. Yukarıda sıralanan tüm bozukluk değerlendirme kategorilerine ilişkin olarak Profil'le yapılan değerlendirmeler gelişimsel etmenler esasında yapılır; yani, birey, dürtü (drive) gelişimine, ego ve süperego gelişimine ve yaşa-uygun içsel yapılanma (internal structuralization) ve çevreye adaptasyon gelişimine ilişkin olarak arka arkaya gelen dönemler üzerindeki konumu açısından incelenir. Bütün vakalarda patoloji, bu gelişimsel dizilerdeki düzenli ve sürekli ilerlemelere bozukluğa yol açacak biçimde müdahil oluş yollarına göre değerlendirilir.

Profil şemasının yetişkin kişiliğine uygulanmasıyla bu temel rasyonel değişir. Bu durumda, değerlendirme devam eden bir süreçle değil bitmiş bir ürünle ilgilidir ve bu üründe, dolaylı olarak kabul edildiği gibi, nihai gelişimsel aşamalar tamamlanmış olmalıdır. Gelişimsel bakış açısı ancak, belirtilen gelişimsel düzeye ulaşmaktaki veya onu koruyarak sürdürmekteki başarı veya başarısızlık yetişkin kişiliğinin olgun-olma (maturity) veya olgun-olmama (immaturity) dediğimiz durumunu belirlediği müddetçe muhafaza edilebilir. Bunun dışındaki durumlarda, normallik, işleyişin niteliği (cinsellikte, çalışmada ve yüceltmelerde), yaşamdan alınan zevk ve bireyin nesne ve toplum ilişkilerinin niteliği açısından değerlendirilir. Patoloji, yukarıda belirtilen amaçları engelleyen kalıcı semptomatolojiyle görünür hale gelir: İçsel nedenlerden dolayı acı çekmeyle bireyin çevresiyle gerçekçi biçimde ilişki kurma yeteneğindeki eksiklikle veya her ikisiyle.

Çocukluk ve yetişkin Profil’leri yönelim açısından özdeş olmadıklarından, anne-baba ve çocuğa ilişkin bu değerlendirmelerin karşılaştırması en benzer olan kısımlarla sınırlandırılmak durumundadır. Yine de kullanılan şemalar, belirli dürtülerin bireysel yapı içindeki önemi, savunma örgütlenmesinin niteliği, ideal kendilik ve süperego içeriği, nesne ilişkilerinin niteliğini yöneten gelişimsel dönem vs. gibi öğeler arasındaki bağlantıların ortaya konması açısından çok yararlı olabilir.

Aşağıdaki noktaların bireysel vaka malzemesine uygulanmasına ilişkin olarak, analitik klinisyene hem belirli tavsiyelerde bulunulmalı hem de klinisyen uyarılmalıdır. Profil bir soru anketi gibi ele alınırsa, tanı muayenesi esnasında görüşmecinin tutumunu belirlemesine izin verilirse, hastayla paylaşılırsa veya başlıkları yalnızca hastanın verdiği bilgilerle doldurulursa yazarların, bu Profil'e ilişkin görüşleri hakkında büyük bir yanılgıya düşülmüş olacaktır. Metapsikolojik Profil tamamen farklı bir amaç taşır; bu amaç, analistin düşünme sistematiği için bir çerçeve ve ortaya çıkarıldıktan, özümsendikten ve sindirildikten sonra bulguları düzenleme için bir yöntem sağlamaktır. Tanı koymaya yönelik bir muayene sonrasında hasta için Profil hazırlandığında, analistin zihinde birçok doldurulmamış boşluğun ve cevaplanmamış sorunun kalması çok doğaldır; bunlar, analiz ilerledikçe derece derece doldurulacaktır ve ancak analitik tedavi sona erdiğinde en tam halleriyle cevaplanmış olacaklardır. Analiz devam ederken farklı aşamalarda hazırlanmış olan Profil'ler analistin hastanın getirdiği malzemeye artan aşinalığını yansıtacaktır, Profil'lerin tamamlanmışlığındaki artış da analistin mevcut problemlere, komplikasyonlara ve çözümlere ilişkin farkındalığındaki ilerlemelerin kanıtı olacaktır.





Yetişkin Kişiliğinin Metapsikolojik Açıdan Değerlendirilmesi

Yetişkin Profili

(Profil'in temel aldığı malzemeyi belirtiniz.)

I. BAŞVURU NEDENİ

Semptomlar, anksiyeteler, inhibisyonlar, yaşanan güçlükler, normal-dışı haller, işleyişte büyük aksamalar, çevre içinde eyleme-dökmeler (acting-out), içsel potansiyellerini gerçekleştirmekte yetersiz kalma, hatalı ego ve süperego yapılanmasına yol açan gelişimsel duraksamalar vs.

Hastanın başvurusuna ilişkin açık ve örtük nedenlerin, mümkün olduğu noktalarda, birbirinden ayırt edilmesi için çaba harcanacaktır.

II. GÖRÜŞMEDE DOĞRUDAN VEYA DOLAYLI İLETİŞİMLE AKTARILAN GÖRÜNÜMLERİYLE HASTANIN BETİMİ

Kişisel görünüşü, duygu-durumları (mood), davranış tarzı (manner), duygulanımları (affects) vs.

III. AİLE HİKAYESİ (GEÇMİŞİ VE BUGÜNÜ) VE KİŞİSEL TARİHÇESİ

(Hastanın aktardığı veya başka kaynaklardan elde edildiği biçimde.)

IV. MUHTEMELEN ÖNEMLİ OLAN ÇEVRESEL KOŞULLAR

(Görüşmecinin ve elde edilebildiği durumlarda hastanın değerlendirmeleri:)

a) Başvuru zamanlamasına ilişkin olarak.

b) Rahatsızlıkların genel olarak nedenleri hakkında hastanın kendisinin ve görüşmecinin değerlendirmelerine ilişkin olarak.

c) Birey ve aile patolojisine ve bunların etkileşimine ilişkin olarak.



V. DÜRTÜ VE EGO-SÜPEREGO POZİSYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

A. DÜRTÜLER

1. Libido. İnceleyip belirtiniz.

a) Libidinal Pozisyon

Hastanın ulaşmış olması gereken ideal normal pozisyon çerçevesinde şu anki libidinal pozisyonunu betimleyiniz. İdeal çerçevede, biseksüalite açısından normal bir karışımdan fazlasını içermeyecek biçimde, kadınlar için, pasif feminen pozisyon; erkekler için aktif maskülen pozisyon. Değerlendirme esnasında, en yüksek düzeye hiç ulaşılıp ulaşılmadığını, bu düzeyin korunarak sürdürülüp sürdürülmediğini veya bu düzeyin gerilemeliyle terk edilip daha erken bir düzeyin bunun yerine geçip geçmediğini belirlemek önemlidir. Yetişkin pozisyonunun ulaşılmadığı hastalarda, daha erken dönemlerin getirdiği bozucu etkilerin niteliği ve niceliğinin değerlendirilmesi önemlidir.

b) Libidinal Dağılım

i) Kendilik Kateksisi

Kendiliğin aşırı-değerlenmesine (overestimation of the self) yol açmadan kendiliğe saygıyı (regard for the self), kendilik-değerini (self-esteem), iyi-oluş duyumunu (sense of well-being) sağlamaya yönelik olarak kendiliğin katekte olup olmadığı ve bedene, egoya veya süperegoya yatırılmış olan yeterli narsisizm bulunup bulunmadığı (birincil ve ikincil). Mümkünse narsisizmin regülasyonunu değerlendirin; bunun özdeşleşme, nesne bağımlılığı, büyüsel biçimler, çalışma vs. gibi yolların hangisi/hangileriyle sağlandığını belirtin. Yetişkinde kendilik kateksisine ilişkin bazı bilgiler hastanın görünüşü, giyinişi vs. gibi alanlardan elde edilebilir (çocuğun görünüşü bu açıdan bakıldığında yetişkinin çocuğa yönelik tutumunu yansıtır).

ii) Nesne Kateksisi (geçmiş ve şimdiki, canlı ve cansız)

Nesne kateksisinde gözlenen bozukluklar, bunların aşağıdaki dönemlerin birinde baskın olan kökenini temel alan bir bakış açısıyla betimlenmelidir: Narsisistik, ihtiyaç-doyurucu (need-fulfilling), nesne sabitliği (object constancy), oidipal-öncesi (preoedipal), oidipal, oidipal-sonrası (postoedipal), ergenlik. Daha önceki kısımlarda olduğu gibi, değerlendirmeler en yüksek düzeyden başlamalıdır; yani, nesnelerin kendi varlıkları çerçevesinde birliktelik-nesneleri (partners in their own right) olarak görüldüğü ve o şekilde davranıldığı düzeyden başlamalıdır. Şunları belirtin:

• Görüşülmekte olan erkek veya kadın bireyin cinsel açıdan birlikte olduğu bir eşinin bulunup bulunmadığı ve eşinin nesne ihtiyaçlarını ne düzeyde karşıladığı.

• Annelik ve babalık için gerekli olan tutumun kazanılıp kazanılmadığı ve hangi düzeyde bulunduğu.

• İnfantil oidipal ilişkilerin aşılıp aşılmadığı (veya kişiliği hala yönlendirici etkisi olup olmadığı) ve aşıldıysa ne düzeyde aşıldığı.

• Başka insan ilişkilerinin oynadığı roller; örneğin, arkadaşlıklar, grup bağları veya bu ilişkilerden uzak durma, iş ilişkileri vs.

• Her şeyden önce, bir yandan heteroseksüel nesne kateksisinin ve öte yandan homoseksüel nesne kateksisinin oynadığı roller.

• Gerçek nesne dünyasından yüksek miktarda libidonun geri çekilip çekilmediği ve cinsel doyumun mastürbasyonda aranılıp aranılmadığı (nesne-yönelimli fantezilerin eşliğinde).

• Başka insanlarla bağların ikamesi (substitute) veya uzantıları (extension) hizmetini gören nesnelere, örneğin, hayvanlar, eşya, para vs. bireyin bağlanıp bağlanmadığı (attachment) ve bunun ne derinlikte olduğu.

2) Saldırganlık

Saldırganlığın, cinsel yaşamda, iş yaşamında ve yüceltme etkinliklerinde kişiliğin hizmetindeyken ne derecede kontrol altında olduğunu belirtin.

İlişkili bilgi elde etme amacıyla saldırganlığa karşı savunmaları inceleyin. Bu çerçevede saldırganlık şu noktalara göre değerlendirilmelidir:

a) Niceliğe göre. yani, hastanın açık ve algılanabilir görüntüsündeki varlığı veya yokluğuna göre.

b) Niteliğine göre. yani, belirli bir libidinal pozisyona denk gelip gelmediğine göre.

c) Yönüne ve dağılımına göre; yani, nesne dünyasına (aile içinde veya dışında) veya kendiliğe veya her ikisine göre. Son durumda, bedene veya süperego yoluyla egoya yönelik olup olmadığını belirtin.

d) Saldırganlıkla başa çıkmakta kullanılan yöntemlere ve savunma etkinliklerine göre.

B. EGO ve SÜPEREGO

a) Algı, bellek, hareket vs. hizmetindeki ego aygıtının (ego apparatus) sağlamlığını veya kusurlarını inceleyip belirtin.

b) Şu andaki ego işlevlerinin (bellek, gerçeklik testi, sentezleme, hareket kontrolü, konuşma, ikincil-düşünce süreçleri vs.) sağlamlığını veya kusurlarını inceleyin ve ayrıntılı biçimde belirtin. Mümkünse ego işlevlerinin şimdiki durumunu rahatsızlığın başlangıcından önceki işleyişle karşılaştırın.

c) Egonun tehlike kaynağı olarak hangisini yaşadığını: Dış dünya, id, süperego ve sonrasında gelen anksiyetenin öncelikli olarak nasıl yaşandığını; hiçleştirilme korkusu (fear of annihilation), ayrılık anksiyetesi (seperation anxiety), sevgi kaybı korkusu, kastrasyon korkusu, suçluluk vs. inceleyip belirtin.

d) Aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurarak savunma örgütlenmesinin durumunu ayrıntılı biçimde inceleyin:

• Savunma, spesifik olarak bireysel dürtülere, duygulanımlara ve anksiyetelere (burada tespit edilecektir) mi yöneliktir, yoksa, genel olarak, dürtü etkinliğine (drive activities) ve içgüdüsel hazlara (instinctual pleasures) mı yöneliktir.

• Hastanın savunma örgütlenmesinin olgun olup olmadığı; yani, örgütlenmenin kendi süperego yapısına dayanıp dayanmadığı.

• Savunma örgütlenmesinin olgunluktan uzak (immature) kalıp kalmadığı veya süperego-öncesi aşamalara gerileyip gerilemediği; yani, id kontrolünün nesne dünyasına dayanıp dayanmadığı.

• Öncelikli olarak kullanılan savunma mekanizmalarının arkaik nitelikte mi yoksa yüksek düzeyde mi olduğu (örneğin: inkar, yansıtma veya tepki oluşumu, yüceltme).

• Savunmanın dengeli olup olmadığı; yani, önemli mekanizmaların birçoğu egonun elinde kullanıma açık mıdır, yoksa, ego spesifik ve ilkel savunmaların aşırı kullanımı ile sınırlanmış mıdır.

• Savunmanın, özellikle anksiyete ile başa çıkmada, etkili olup olmadığı; denge ile mi sonuçlandığı, yoksa dengesizlik, iniş-çıkışlılık, devingenlik, katılık veya yapı içinde semptom oluşumu ile mi sonuçlandığı.

e) Savunma etkinliğinin egonun işleyişine bozucu etkide bulunan tüm ikincil müdahalelerini; yani, savunma örgütlenmesinin sürdürülmesinin bireye ödettiği bedeli belirtin.

f) Aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurarak süperegonun durumunu inceleyin:

• Yapılanma derecesi (duraksamış [arrested], hatalı, olgun vs.)

• Kaynakları (açık olarak görüldüğü yerlerde)

• İşlevleri (eleştirel, amaç- ve yön-verici, doyurucu)

• Etkililiği (ego ve id ile ilişkili olarak)

• Stabilitesi (içsel ve dışsal baskıların etkisi altında)

• Cinsel veya saldırgan nitelikteki ikincil etkilerinin derecesi (mazoşizmde, melankolide vs.)

C. (A+B). Kişilik Bütününün Yaşamın Getirdiği Spesifik Durumlara, Taleplere, Görevlere, Fırsatlara vs. Reaksiyonu

Profil'in önceki kısımlarında inceleme amacıyla ayrı ayrı olarak ele alınan dürtü ve ego gelişimi burada birbirleriyle etkileşim içinde ele alınmaktadır; örneğin: Hastanın cinsel yaşamına ilişkin tutumunun bütünü; işindeki başarı veya başarısızlığı; toplumsal sorumluluklarına ilişkin tutumu; bozukluk gösteren veya göstermeyen haliyle arkadaşlıklardan, sosyal ilişkilerden ve yaşamın sıradan hazlarından keyif alma kapasitesi; hayal kırıklıklarına, kayıplara, şanssızlıklara, beklenmedik olaylara, her türden çevresel değişikliklere vs. hassasiyeti ve bunlarla başa çıkmaktaki başarı veya başarısızlığı.

VI. SAPLANMA NOKTALARININ VE GERİLEMELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Karakter bozukluklarının, nevrozların ve bazı psikotik bozuklukların –atipik kişiliklerin tersine– çeşitli erken düzeylerdeki saplanmalara ve bunlara doğru dürtü gerilemelerine dayandığı varsayıldığı için saplanma ve gerileme noktalarının yerleri tanı koyucu açısından en önemli konulardan biridir. İlk tanı koyma sürecinde bu noktalar aşağıdaki biçimlerde dile gelirler:

a) Bireyin nesne ilişkileri tipi, dürtü etkinliği tipi ve açıkça yetişkin düzeyin altında oldukları vakalarda bunların ego performansı tipi üzerine yaptıkları etkiler aracılığıyla,

b) Hastanın tipik nitelikteki ve represyona ve modifikasyona uğramışsa da yanılgıya düşürmeyecek izler (imprint) bırakmış olan temeldeki id süreçleri hakkında sonuç çıkarmayı mümkün kılan belirli açık davranış biçimleri aracılılığıyla. En iyi örnek, temizlik, düzenlilik, dakiklik, tutma ve istifleme, kuşku, kararsızlık, ikircikli davranış vs.'nin hastanın anal-sadistik dönem impulslarıyla başa çıkmakta yaşadığı özel güçlükleri, yani, bu döneme saplanmayı dile getirdiği açık obsesif karakterdir. Benzer biçimde, başka karakter oluşumları veya tutumlar başka düzeylerde veya başka alanlarda saplanmaları dile getirirler. Eşinin, çocuklarının, anne-babasının veya kardeşlerinin sağlıkları veya can güvenlikleriyle ilgili gerçekçi olmayan endişeler ölüm arzularıyla başa çıkmakta özel güçlükleri gösterir; ilaçlarla ilgili korkular, yiyeceklere aşırı düşkünlük vs. oral fantezilere karşı savunmalara işaret eder; utangaçlık göstermeciliğe karşı savunmayı gösterir vs.

c) Hastanın fantezi etkinlikleriyle. Bazı yetişkin hastalar bazen tanı aşamasında fantezi yaşamlarını paylaşmakta çocuklardan daha fazla isteklilik gösterirler. Kişilik testleri bu fantezilerle ilgili başka birçok bilgi ortaya çıkarabilir (Analiz esnasında hastanın bilinçli veya bilinçdışı fantezisi elbette gelişimsel tarihçesinin patoloji açısından önem gösteren kısımları hakkında en tam bilgiyi sağlar).

d) Yüzey ve derinlik arasındaki ilişkilerin en sıkı biçimde kurulduğu semptomatoloji öğeleri aracılığıyla ki bunlar, pek çeşitlilik göstermezler ve tanı koyucu bunları iyi bilir (örneğin, bilinen saplanma noktalarıyla obsesif nevroz semptomları); bu durumun tersine, anksiyete atakları, uykusuzluk, kusma, bazı baş ağrısı türleri vs. gibi çok nedenli semptomlar tanı aşamasında açık genetik bilgi iletmezler.

VII. ÇATIŞMALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Bireyin kişiliğindeki baskın çatışmaları inceleyerek, aşağıdaki noktalara ilişkin değerlendirme yapılabilir:

• Olgunluk düzeyi; yani, hastanın kişilik yapısının göreceli bağımsızlığı.

• Varsa, bozukluğun (disturbance) şiddeti,

• Bozukluğun hafifletilmesi veya ortadan kaldırılması için gerekli olan terapinin yoğunluğu.

Ayrıntılı biçimde betimlenmesi gereken çatışmalar, niteliklerine göre, aşağıdaki gösterildiği gibi derecelendirilebilir:

a) Dışsal Çatışmalar (External Conflicts)

Yetişkinde id ve dışsal talepler arasındaki doğrudan çarpışmalar ancak ego ve süperego gelişimi kusurlu olduğunda ortaya çıkar. Kişiliğin bütünü ve çevre arasındaki çatışmalar (çevreye uyum sağlamayı reddetme, çevreyi yeniden biçimlendirmeye yönelik yaratıcı girişimler) ergenlik sonrasındaki tüm dönemlerde olabilir ve patojenik değildirler.

b) İçselleştirilmiş Çatışmalar (Internalized Conflicts)

Tam anlamıyla yapılanmış olgun yetişkinde, içgüdüsel arzularla (instinctual wishes) dışsal talepler (external demands) arasındaki uyumsuzluklar ego ve süperego aracılığıyla dile gelirler ve içselleştirilmiş çatışmalar olarak görünürler. Bazen böyle çatışmalar dışsallaştırılır (externalized) ve çevre ile çatışma görüntüsü altına saklanarak ortaya çıkarlar.

c) İçsel Çatışmalar (Internal Conflicts)

Yeterince iç içe geçip birleşmemiş veya birbiriyle uyuşmaz (incompatible) nitelikteki dürtü temsilleri (örneğin, çözülmemiş ambivalans, aktiflik–pasiflik, maskülinite–femininite vs.).

VIII. ANALİTİK TERAPİ İHTİYACI VE ANALİTİK TERAPİDEN YARARLANABİLME YETENEĞİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULARAK BAZI GENEL NİTELİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Hastanın tüm boyutlarıyla metapsikolojik görüntüsü analiste bir yandan hastanın içsel değişim ihtiyacını değerlendirmesinde, öte yandan psikanalitik tedavide bunu sağlama çabasında yardımcı olacaktır.

İçsel değişim ihtiyacına ilişkin olarak aşağıdaki noktaların göz önünde bulundurulması iyi olabilir:

• Hastanın id ve ego birimlerinin (agency) represyonun aşırı kullanımına bağlı olarak birbirlerinden kesin biçimde ayrılıp ayrılmadığı ve bunlar arasında daha iyi bir iletişim kurulmasının gerekli olup olmadığı.

• Egonun etki alanının savunmalardan dolayı gereksiz yere kısıtlanıp kısıtlanmadığı ve genişletilmesinin gerekip gerekmediği.

• Savunmaya bağlı nedenler dışında (ego kusurları [defect], psikotik çekirdek vs.) egonun impulslar üzerindeki hakimiyetinin (mastery) zayıf düşüp düşmediği ve bu alanda bir gelişimin öncelikle terapinin ego kaynakları üzerindeki güçlendirici etkisine bağlı olup olmayacağı.

• Süperego yapısının arkaik olup olmadığı ve kaynakları analiz edilerek daha olgun bir yapıyla değiştirilmesinin gerekip gerekmediği.

• Libidinal ve saldırgan (aggressive) enerjilerin birlikte mi yoksa yalnızca libido veya saldırganlığın (aggression) mı kontr-kateksislere, çatışmalara, semptom oluşuma bağlanmış olduğu ve yapıcı kullanım için serbest bırakılmasının gerekip gerekmediği.

Aşağıdaki nitelikler, tutumlar ve koşullar analitik terapiye yönelik olumlu veya olumsuz bir yanıtla ilişkili görünmektedir:

Olumlu tarafta:

• İyileşme arzusunu da içerecek biçimde, patolojinin tahripkar doğasına ilişkin bir içgörünün bulunup bulunmadığı.

• Kendini-gözlemleme (self-observation), kendini-eleştirme (self-criticism) yeteneklerinin ve düşüncelerini sözcüklere dökebilme kapasitesinin bulunup bulunmadığı.

• Hastanın analistle anlamlı bir aktarım ilişkisi kurmak için yeterince yüksek düzeyde nesne ilişkilerinin ve yeterli miktarda serbest nesne libidosunun bulunup bulunmadığı ve bu ilişkinin bir tedavi işbirliği (alliance) olarak hizmet edip etmeyeceği ve dirençlerin tüm iniş-çıkışlarına dayanıp dayanmayacağı.

• Aktarım ortamında arzu gerçekleştirimine (wish fulfillment) yönelik gerekli kısıtlanmalarla başa çıkabilecek derecede yeterli engellenme toleransının (frustration tolerance) bulunup bulunmadığı.

• Analitik süreç esnasında çatışmalarla yüzleşme ve savunmaların zayıflamasıyla serbest kalması muhtemel olan fazladan anksiyeteyle başa çıkabilmek için yeterli gerilim toleransının bulunup bulunmadığı.

• Hastanın daha önceki yaşantısında güçlükler karşısında sebat etme yeteneği gösterip göstermediği.

• Hastanın enerjilerin yer-değiştirmesini (displacement) ve nötralize olmasını sağlama ve ikame doyumları kabul etme kapasitesine tanıklık edecek (geçmişte veya bugün) başarıyla kurulmuş yüceltme (sublimation) alanlarının bulunup bulunmadığı.

• Kurulmuş yüceltmelerin olmadığı durumda patolojinin bozucu etkisiyle müdahale ettiği bir yüceltme potansiyeline ilişkin kanıt bulunup bulunmadığı.

• Libidonun esneklik (flexibility) gösterip göstermediği (yapışkanlık [adhesiveness] niteliğinin tersine).

• Yaşama olumlu ve iyimser bir bakışın bulunup bulunmadığı (kötürüm edici karamsarlığın tersine).

Olumsuz tarafta:

• Patolojinin ikincil kazançlarından vazgeçmeye isteksizlikle birlikte, engellenme ve anksiyete tolerasının tehlikeli derecede düşük olup olmadığı.

• Hastanın patolojisinin patolojik bir aile veya mesleki ortamın parçası olup olmadığı ve dışsal yaşam durumunda ciddi karışıklıklara ve ayrılıklara neden olmaksızın değiştirilip değiştirilemeyeceği.

• Patoloji üzerinden doyum bulan ve gelişime karşı duran, yani negatif terapötik tepkilere neden olan aşırı kendini-cezalandırıcı (self-punishing), kendini-tahrip edici (self-destructive), ve mazoşistik tutumların bulunup bulunmadığı.

Yetişkin Profili'ne Bir Örnek

[Bu Profil'i Dr. H. Nagera hazırlamıştır.]

Bay C. H.

Yaş: 34,

Evli, 3 çocuklu.

Profil'in kim tarafından, ne zaman, nasıl oluşturulduğu:

1. Bir psikiyatrla yapılmış görüşme (Dr. A.). 31.01.1963.

2. Freud Yüzüncü Yıldönüm Fonu Projesi Yetişkin Analizi Programı'na Mart, 1962'den 27 Aralık 1962'ye kadarki dönemde gönderilmiş 41 haftalık rapor.

I. BAŞVURU NEDENİ

Bu hastanın analize alınması kızı Alice'in terapistinin önerisiydi. Bay C. H. daha önce bir dönem için haftada veya iki haftada bir kere görüşme aralıklarıyla görülmüştü. Dört yaşındaki Alice neredeyse iki yıldır psikanalitik tedavisini sürdürmekteydi. Alice'in esas şikayeti uykusundan uyanıp ağlama biçiminde yaşanan bir uyku bozukluğudur.

Bayan X.'le (çocuğun terapistidir) yapılan görüşmede, Bay H. tartışmalardan kaçınma eğiliminde olduğunu fark etti. Benzer biçimde, herhangi bir konuda karar almaktan da kaçınmakta ve kararların alınmasını başkalarına bırakmaktaydı. İş hayatında bir konuyla ilgili bir karar aldığında, daha sonra aldığı kararın sonuçları hakkında endişeleniyor; ancak bu sonuçların neler olduğunu öğrenmek istemiyordu.

Otorite konumundaki kişilerle etkileşimlerinde güçlük çekiyor, verilen görevleri istenildiği gibi üstlenmiyordu. “Geçmişte okulda olduğu gibi her zaman onlara karşı savaşıyorum. Okuldayken okul kravatını takmaz, şapkasını giymezdim; otoriteye karşıyım, politik düşüncemde komünist değilim; ama sol görüşlere inanıyorum; babam da hep öyle olmuştu.”

Dr. A., Bay H.'nın tedavi arayışı ile kızının tedavide oluşu gerçeği arasında bir bağ olup olmadığını sorduğunda, Bay H. şöyle yanıtladı: “Beni ve eşimi düzenli olarak gören terapist bir şey önerirse her zaman bunun niçin yapılması gerektiğini üzerine düşünürüm”. Hasta, kızı tedavide olmasaydı psikanalize girmeyi düşünmemiş olacağını ekledi. Yine de hep dışarıdan yardım alması gerektiğini düşünmüştü.

Dr. A.'nın hasta hakkındaki görüşü, “tam bir psikanalitik tedavi için oldukça olumlu bir görüntü” bulunduğu yönündeydi. Ayrıca, bu hastanın temel çatışmalarının bastırılmış Oidipal rekabet ve saldırganlığın ketlenmesi olduğu görüşündeydi. Dr. A., Bay H. saldırganlığın ketlenmesinden kurtulabildiğinde maskulinetisinde bir gelişme olacağını, ki bunun da bir sonraki hasta olarak eşini tedaviye getirebileceğini hissediyordu.

II. GÖRÜŞMEDE DOĞRUDAN VEYA DOLAYLI İLETİŞİMLE AKTARILAN GÖRÜNÜMLERİYLE HASTANIN BETİMİ

Hasta orta boylu, ne zayıf ne şişman olan, esmer tenli ve siyah saçlı biridir. Görüşmelere tam zamanında gelmektedir ve genellikle anksiyeteli, huzursuz ve biraz hareketli olsa da sakin bir şekilde oturup bekleyebilmektedir. Kirli görünen giysileri, elleri ve tırnaklarının da gösterdiği gibi görünümüne pek dikkat etmeyen biridir.

Davranışlarında, özellikle ilk görüşmede, nazik ve olumlu bir tutumu vardır. Kendini iyi dile getirebilmekte ve bazı teknik psikanalitik sözcükler kullanmaktadır. Ulusal ve uluslararası düzeyde büyük miktarda iş yapan bir firmada sigorta acentesi olarak özellikle yurtdışı müşterilerle ilgilenen bölümde çalışmaktadır.

Az sayıda arkadaşı olan biri biçiminde betimlemektedir kendini. İşinde sanki hiçbir ilerleme kaydedememiş gibi hissetmektedir. Bunu otorite vs. pozisyonlarındaki kişilerle ilişki kurmakta yaşadığı güçlüklere bağlamaktadır. Şu andaki görevinde son sekiz yıldır çalışmaktadır. Net kazancı 1.200 pounddur.

Hasta dindar değildir; ancak dini gelenekleri bir düzeye kadar sürdürmeyi sevmektedir; çocuklarından dolayı birçok Yahudi tatilini bilmekte ve kutlamaktadır.

III. AİLE HİKAYESİ (GEÇMİŞİ VE BUGÜNÜ) VE KİŞİSEL TARİHÇESİ

Geçmiş

Bay H. çok yoksul bir Yahudi aileden gelmektedir. Altmış-dokuz yaşında olan babası terzi olarak çalışmaktadır. Annesi altmış-sekiz yaşındadır. Oldukça hasta olan anne yakın dönemde bir kanser ameliyatı geçirmiştir. Uzun yıllardır gözleri iyi görememektedir.

Hastanın kendisinden üç yaş küçük bir erkek kardeşi vardır (şu anda 31 yaşında); bu kardeş, evli, canlı, dışadönük ve başarılı biridir.

Hasta, anneyi, ailenin güçlü karakteri olarak betimlemektedir; baba da tersine zayıf karakterdir. Anne, babayı ve aileyi tamamen kontrolü ve hükmü altında almış aşırı-güce sahip bir karakter olarak algılanmaktadır.

Bunların dışında, hasta anneyi başkalarını kandırmaya ve yalan söylemeye eğilimli biri olarak betimlemektedir: Anne, kendi istediği gibi davranmalarını sağlamak için iki kardeşi birbirine düşürecek biçimde onlara oyunlar oynamıştır. Örneğin, annenin, çocukların erkenden yatmaları için saati olduğundan çok daha ileri aldığı söylenir evde. Bay H. ve kardeşi, gün ışığından ve sokaktaki hareketlilikten bunun annelerinin bir oyunu olduğunu anlamışlardır.

Bay H. annesinin hiç rahat vermediğini ve sürekli suçluluk duygusunu pekiştirmeye çalıştığını hissetmektedir. Çocukluğunu annenin kuralları ve yasaklarıyla dolu olarak anımsamaktadır.

Annesinin istifleme, biriktirme huyu olduğunu düşünür; annesinin, başkalarının atacakları şeyleri, bunları hiç kullanmayacak olsa bile ve eşyalar iyi durumda olmasalar bile eve aldığını anımsıyor.

Hasta, babayı zayıf ve pasif biri olarak görüyor. Her iki ebeveynin de Bay H.'dan büyük umutları ve beklentileri (akademik başarı anlamında) olmuştur. Bay H. bu açıdan ebeveynleri için tam bir hayal kırıklığı olduğunu düşünmektedir.

Bugün

Bay H. yaklaşık on bir yıldır evlidir. Eşi otuz yaşındadır; eşini çok becerikli, ailenin düzenleyici ve yönetici gücü olarak betimlemektedir. Eşi daha varlıklı bir Yahudi ailesinden gelmektedir. Bay H., yoksul ve başarısız olduğu için kayınpederinin kendisine ayıracak zamanı olmadığını düşünmektedir. Eşinin, daha önceleri alışık olmadığı ekonomik sıkıntılara ve çeşitli kaygılara maruz kaldığını hissetmektedir.

Bay H., genellikle sevecen biridir ve eşiyle ilişkileri genelde kötü değildir. Eşinin biraz anksiyeteli biri olduğunu düşünür ve betimlemelerine göre eşi belli bir derecede obsesiftir. Geceleri (saat ne kadar ileri olursa olsun) evi tamamen temizlemeden ve diğer ev işlerini en özenli ve titiz biçimde bitirmeden yatamamaktadır. Sık sık, Bay H. gereksiz şeyleri ertesi güne bırakması için (saatin geç olmasından dolayı) eşini ikna etmeye çalışır; ancak eşi işleri bırakamaz.

Hastanın, eşinin tek kardeşi olan bacanağıyla arası iyi sayılır; Bay H.'nın bacanağını Bayan H.'nın babası ekonomik yönden daha çok desteklemektedir.

Bay ve Bayan H.'nın üç çocukları vardır: İlki, yaklaşık yedi yaşındaki ve yakın dönemde öğrenme güçlüğünden dolayı bir tanı görüşmesi yapılmış olan Joseph adında bir erkek çocuktur; Joseph'e o dönemde bir tedavi değil de özel eğitim önerilmiştir. İkincisi, dört yaşındaki kızları Alice uyku sorunlarından dolayı tedavi görmektedir. Üçüncü çocukları da bir yaşındadır.

Kişisel Tarihçe

Erken gelişimsel tarihçesi hakkında elde bir bilgi yoktur.

Hastanın zor ekonomik koşullarda ve kalabalık bir ortamda büyüdüğü bilinmektedir. Ergenlik dönemine kadar birincil-sahne (primal scene) seslerini dinlediği birçok anısı vardır. Buna kızdığını ve babası için “Onu niye rahat bırakmıyor?” diye düşündüğünü anımsıyor. Öte yandan, birincil-sahneye maruz kalma yaşantısı dışında, annesi Bay H.'nın ileri yaşlarına kadar Bay H.'nın bedensel bakımını da sürdürmüştür. On iki yaşlarına kadar annesinin ona banyo yaptırdığını anımsadığına inanmaktadır. Bu dönemde ara sıra baba da ona banyo yaptırmıştır.

Bay H. bir üniversitede iki yıl okumuş ancak sınavlardaki başarısızlığından dolayı üniversiteyle ilişkisi kesilmiştir. Bu dönemde bile aşırı fantezi yaşantısından dolayı dikkatini odaklamakta zorluk yaşamaktadır. Askeri Hizmeti, Sağlık Birliği'nde iki-üç yıl sürmüştür.

IV. ÖNEMLİ OLMASI MUHTEMEL ÇEVRESEL KOŞULLAR

1. Annenin kişiliği ve evdeki çok kısıtlayıcı ortam.

2. Birincil-sahneye aşırı düzeyde maruz kalma ve ileri bir yaşa kadar banyo yaptırılmış olmanın getirdiği bedensel uyarılma.

V. DÜRTÜ VE EGO-SÜPEREGO POZİSYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

A. DÜRTÜLER

1. Libido.

a) Libidinal Pozisyon

Bu hasta, uygun koşullar altında cinsel açıdan aktif maskülen pozisyonda işlev gösterebilmektedir. Dr. A. ile yaptığı görüşmede cinsel yaşamını düzenli ve doyurucu olarak betimlemiştir.

Tedavi sürecinde ortaya çıkarılan malzemeler, birbirinden farklı nedenlerle bu ideal durumun sık sık kesintiye uğradığına işaret eder görünmektedir. Bu nedenler bir defasında, bilindiği kadarıyla, geçici bir iktidarsızlığa yol açmışlardır. Bay H. evliliği öncesinde evliliğinde cinsel açıdan iktidarsız kalmaya ilişkin endişeler duyduğundan bahsetti; evliliğinin o döneminde gerçekten de geçici olarak iktidarsız kalmıştır. Bay H.'nın eşine ev ve diğer şeyler için daha fazla para sağlayamamasına ilişkin şikayetleri de bir başka düzeyde, iktidarına ilişkin memnuniyetsizliğine gönderme yapmaktadır.

Evlilik yaşamlarının başlarında bir süre eşini cinsel açıdan tatmin edip edemeyeceğine ilişkin birçok endişe yaşamıştır. Eşinin cinsel birleşmeden hoşlanmadığını düşünmüştür. Bunu eşine birçok kere sormak zorunda hissetmiştir. Eşi her şeyin yolunda olduğu konusunda onu temin etmiştir. Bu konu hakkında bilinç düzeyinde bir endişe yaşamıyor artık. Ancak, eşinin cinsel birliktelikleri sırasındaki tepkileri eşinin cinsel yaşamlarından gerçekten zevk almadığını düşünmesine yol açmıştır.

Bu alandaki iki ana olumsuz tesir kaynağı aşağıda verilmektedir:

i) Hastanın biseksüel çatışmasında homoseksüel öğeler. Bay H.'nın pasif, feminen fantezileri belki en iyi aşağıdaki örneklerde gösterilmektedir: Bazı cinsel birleşme pozisyonlarını betimleyen Fransızca bir kitap okumaktadır. Birleşme sırasında kadının üstte olduğu bir pozisyonu anlatan kısımda çok heyecanlanmıştır. Eşine bu pozisyonu denemeyi önerir, eşi reddeder. Bu pozisyonu denerlerse bu ilişkide eşinin erkek konumunda olacağını söylemektedir. Bu noktada Bay H. üstünde benim ağırlığımı hissettiğini söyledi ve bir hayli utanarak bu fantezisinde analistin kendi üstünde olmasını istediği yorumunu yaptı. Bay H. babası ona ileri yaşında banyo yaptırırken ne kadar çok zevk aldığını anımsadı. Babasının kendi banyo yaparken Bay H.'yı banyodan çıkarmasından dolayı hep reddedilmiş hissetmiş ve hayal kırıklığına uğramıştı. Babası banyo yaparken ona yardım etmek üzere banyoda kalmak ve ona bakmak istiyordu. Bay H., o dönemde on ile on iki yaş arasında olduğunu tahmin etmektedir.

Bu yaşantılarının bir kısmı bugün oğlu Joseph'le (yaklaşık yedi yaşında) ilişkisine aktarılmıştır. Tedavi başladığı dönemde Bay H. her sabah oğlu Joseph'le yatakta vakit geçirmektedir. Bunu, Alice'e çok fazla vakit ayrıldığını iddia ederek ona kıskançlık duyan Joseph'in isteği sonucu biçiminde açıkladı. Bay H., hala sık sık Joseph'e banyo yaptırmaktadır.

Hasta bir seans sonrasında metroya giderken nasıl aniden analistin kendisini sevmesini istediği düşüncesine yakalandığını anlattı. Bu düşünceyi çok rahatsız edici bulduğunu söyledi ve aslında benim ona homoseksüel bir anlamda sevgi duymamı değil, onu beğenmemi istediğini belirtti.

Kendini nasıl hep otorite (erkek) konumundaki kişilerle çatışma içinde bulduğundan ve aynı zamanda o kişilerin onu beğenmesini ve sevmesini istediğinden bahsetti. Hasta, analizi, analist onun arkasında bir yerdeyken kendinin bir divana uzanmış halde pasif-feminen bir rol oynamaya zorlandığı edilgin (submissive) bir yaşantı olarak duyumsuyordu.

Bay H., bir defasında bir erkeğin saçlarını okşayarak açık homoseksüel nitelik taşıyan bir davranışta bulunduğunu anımsamaktadır.

ii) Hasar görme ve kastre edilme fantezileri. Hasar görmüş bir penisi olma fantezisi Bay H.'nın “yetersiz ve aşağı” olma duygularında ve onun “hayatında iyi bir şey yapamama” diye adlandırdığı durumunda önemli bir role sahip görünmektedir. Bay H. bu düşüncelerinin uzunca bir zamandır bulunduğunu anımsamaktadır. Çocukluğundan şu olayı anımsadığını belirtmiştir: Yanlarında başka bir kadın daha (annesinin bir arkadaşı?) varken annesi onu yıkamaktadır. Annesi penisiyle ilgili bazı endişelerini dile getirir. Bay H. emin değildir; ancak annesinin sanki onun penisiyle ilgili bir sorun olduğu veya belki de biraz kısa olduğu anlamına gelen bir şey söylediğini düşünmüştür.

iii) Tam olarak çözümlenememiş halde kalmış Oidipal çatışmayı içeren Oidipal düzeydeki önemli saplanmaların olumsuz etkileri. Bu durumun betimlemesi ve örnekleri için Kısım VI'daki Saplanmalar ve Gerilemeler sayfalarına bakınız.

iv) Libidinal gelişimin anal-sadistik düzeyindeki saplanmaların olumsuz etkileri. Bunlar cinselliği kirli ve istenmeyen bir etkinliğe döndürür. Bay H. için cinselliğin güçlü anal yan anlamları vardır. Bu tip çatışmalar sık sık rüyalarında veya fantezilerinde kömür, kirlenme, kömürlük temizleme vs. öğelerin sembolizmi aracılığıyla dile gelmektedir.

v) Genelde saldırgan dürtüyle, özelde de anal sadizm ve fallik saldırganlıkla çatışmalarından kaynaklanan olumsuz etkiler. Bakınız: Kısım V, 2. Saldırganlık.

b) Libidinal Dağılım

i) Kendilik Kateksisi

Bay H. kendisi hakkında göreceli olarak olumsuz bir görüşe sahiptir. Üniversitede başarısız olduğu, hayatta da ekonomik açıdan veya başka biçimlerde yeterince iyi düzeyde olamadığı için utanmaktadır.

Aşağı, yetersiz ve başarısız olma duygularını, içine sık sık çekildiği oldukça zengin bir fantezi yaşamıyla telafi etmeye çalışmaktadır. Kendini bir “Parmaksız Walter” tipi olarak betimlemektedir. Oldukça geniş bir içerik alanına yayılmış birçok fantezisi vardır; ancak merkezi tema hep başarılı olmayla bağlantılıdır. Örneğin, çok ünlü bir cerrah veya psikanalisttir vs. ve kendini zor operasyonları büyük bir başarıyla gerçekleştiriyor olarak görmektedir. Bu başarılar ona ün, varlık, beğeni ve büyük saygı sağlamaktadır. (Babasının hastanın doktor olmasını istediğini gözden kaçırmamak gerekir. Hasta fantezinin hem babasının isteğini doyurmaya hem de onun beğenisini çekmeye hizmet ettiğinin farkındadır).

ii) Nesne Kateksisi (geçmiş ve şimdiki; canlı ve cansız)

Bay H. uygun bir cinsel partner seçmeyi başarmıştır ve eşini kendi dünyası olan bir partner olarak görebilmekte ve bu şekilde davranabilmekte olduğuna kuşku yoktur. Eşi ve başkalarıyla bu düzeydeki işleyiş güçlü ambivalansı ve anal sadizmi ve diğer çatışmalarının etkisiyle bozulmaktadır. Çocuklarına ve babalık konumuna ilişkin temelde olumlu bir tutumu varsa da bunu bozan birtakım çatışmaları da vardır. Bundan dolayı çocuklar, özellikle de Joseph, eşinin sevgi duyguları ve cinsel tercihlerine yönelik bir mücadelede Oidipal rakipler olarak görülmektedir. Öte yandan, çocuklarını bir yönüyle kendilik uzantıları (extensions of the self) olarak görmekte ve onların ulaşacakları noktalar ve başarılarla kendi hasar görmüş kendilik-değerini (self-esteem) onaracaklarını umut etmektedir. Aynı nedenden ötürü, çocukların eksiklikleri ve başarısızlıkları kendi başarısızlıkları olarak yaşanmaktadır.

Son olarak şu belirtilebilir: İnfantil Oidipal ilişkilerin yeterli düzeyde üstesinden gelinememiştir ve bunlar da bazen eşiyle, çocuklarıyla, arkadaşlarıyla, meslektaşlarıyla, patronuyla vs. daha olgun ve uygun düzeyde yürütülebilecek ilişkileri olumsuz etkileme eğilimi göstermektedir. Bu noktayı gösteren örnekler Kısım VI, Saplanma Noktaları ve Gerilemelerin Değerlendirilmesi sayfalarında bulunabilir. Bu hastanın paraya ilişkin çok anlamlı tutumu da orada betimlenecektir.

2. Saldırganlık.

Bu alandaki çatışmalar hastanın psikopatolojisinin en temel sorunlarından birini oluşturmaktadır. Bunlar ayrı bir çatışma alanı olarak da çok önemlidirler; çünkü diğer çatışmalı alanlara olumsuz etkiler yapmaktadırlar.

Saldırganlığın ifade edildiği iki ana yol vardır: Sözel olarak ve en ufak bir tetiklenmede ortaya çıkan ve sık sık yaşanan ölüm fantezileri. Saldırganlığın bir kısmı bazı nesnelerle ilişkilerdeki tahrik edici, dalga geçici, inatçı davranışlara (anal-sadistik) kanalize olmaktadır. Bir kısmı bir tür dikkatsiz araba kullanma ve aşırı hız yapmaya (fallik saldırganlık) kayarak boşalım buluyor görünmektedir. Büyük bir kısmı yukarıda betimlenen biçimlerde nesne dünyasına yöneltilmektedir. Belirli bir kısmı da bazı örneklerin göstereceği biçimde, özellikle birtakım durumlarda, kendiliğe-karşı-döndürülmüştür (turn against the self). Yansıtma (projection), represyon ve kendiliğe-karşı-döndürme saldırganlıkla başa çıkmakta Bay H.'nın en çok kullandığı üç mekanizmadır.

i) Saldırganlığın Fantezi Aracılığıyla Çıkış Bulması

Bu, hastanın, Dışişleri Bakanlığı'nın onlar için çalışmak üzere hastayı çağırmaları fantezisinde görülebilir. Bir “yabancı ajan”la (analist) ilgili meseleleri halledecektir. Fantezisinde bu adamı öldürür.

ii) Sözel Olarak İfade Edilen Saldırganlık

Saldırganlığı, iş hayatında meslektaşlarıyla toplantılarda neredeyse patlayarak dile gelmektedir. Bu toplantılarda görüşlerini öyle bir tahrikkar tutum ve düşmanlıkla dile getirmektedir ki bunlar tamamen kabul edilemez hale gelmektedir. Çoğu defa uygunsuz bir şey söylemek ve bundan dolayı eleştirilmek korkusundan sessiz kalmaktadır.

Kardeşiyle ilişkisi, saldırganlığının sözel biçimde ortaya çıktığı durumlardan biridir. Bir defasında, kardeşi tatile gitmektedir. Bay H. kardeşinin çok şanslı olduğunu, o kadar ki havanın bile onun için açtığını söyler. Aslında bir şeylerin bu tatili bozmasını ummaktadır.

iii) Kardeşiyle Oidipal Rekabete Bağlı Saldırganlık

Tedavide kardeşiyle Oidipal rekabeti daha açık hale geldi. Bay H. daha önce bunun bu kadar yoğun olduğunun farkında olmadığını söyledi. Yakın bir dönemdeki bir olaydan bahsetti: Kardeşi, annelerinin hastaneden eve taksi ücretini ödemişti. Kardeşinin evdeki “konumu satın aldığını”, kendisinin de aynı şeyi yapacak parası olmadığından bunun haksızlık olduğunu hissetmişti. Böyle anlarda kardeşini boğazlayabileceğini hissediyordu.

iv) Yansıtma Örnekleriyle Birlikte Aktarımda Görülen Saldırganlık

Bay H. tedavide analiste kızdığında çoğu defa bu kızgınlıktan bunu analiste atfederek kurtulmaktadır. Böylece, analistin bakışlarını veya sesini kızgın bulmaktadır.

Saldırganlık analiste karşı ancak nadiren dile getirilir. Örneğin, bir defasında hasta kızgın bir sesle daha çok parası olsaydı şu andaki analisti seçmemiş olabileceğini belirtmiştir. Takip eden sekans hastanın saldırganlığıyla ilgili çatışmasının tipini ve devreye giren savunma aktivitesinin tipi ve biçimini çok iyi örneklemektedir. Yukarıdaki sözü söyler söylemez bana saldırgan davrandığı için aşırı kaygılandı. Birkaç saniye sonra da gerçekten çok rahatsız edici olan bu duygudan kurtulmak için “yansıtma”ya geçti. Oldukça tonlu bir biçimde analistin onu tahrik etmeye çalıştığını hissettiğini; ancak buna hiçbir biçimde kapılmayacağını söylemeye başladı (Analist tüm bunların olup bittiği süre boyunca sessiz durmaktadır).

Tedavi devam ederken Bay H. araba kullanmaktan korkar hale geldi; çünkü, başka bir arabayı parçalayabileceği bir kaza yapmaktan korkuyordu. Hemen sonrasında, Bay H. bu fanteziyi, analistin yeni arabasını görmesi ve kıskançlık (envy) duymasıyla bağlantılandırdı. Parçalamak istediği analistin arabasıydı; analist şimdi istediği zaman yeni bir araba alabilen ve böylece annenin beğenisini kazanabilen başarılı erkek kardeşi konumuna gelmişti.

v) Saldırganlık ve Dikkatsiz Araba Kullanma, Eşe ve Çocuklara Yönelik Ölüm Arzuları (Death Wishes)

Bay H. seansların birinde bir araba kazasından bahseder. Bu kazadan bahsederken, kazayla ilgili bazı bilgileri analiste söylemez. Analistin, onun için ailesindeki kişilerin hayatlarını tehlikeye atan dikkatsiz bir baba olduğunu düşünebileceğini geçirir aklından. Analiste söylemediği kısım, kaza gerçekleştiğinde çocuklarının arabada bulunduğu bilgisidir. Bu kaza, karşı taraf bundan sorumlu tutulabilirse de aslında Bay H.'nın kazayı önlemek için gerekli tedbirleri almadığı için olmuş bir kaza olarak görünmektedir. Sanki bu kaza kısmen Bay H.'nın eşi ve çocuklarına yönelik ölüm arzularına bağlı olarak meydana gelmiştir (kazada çarpışma eşi ve çocuklarının oturdukları kısımda olmuş ve arabaları devrilmiştir). Bu noktada Bay H. büyük bir sıkıntıyla ailesine yönelik bilinçli ölüm arzularından bahsetmiştir.

Bay H. bir taraftan da nasıl daha sık kaza yapmadığına şaşırmaktadır. Çünkü, girmemesi gereken yollara girer veya durması gereken yerlerde arabasını sürmeye devam eder. Şansını denemektedir.

vi) Kayınbiraderi ve Annesine Yönelik Ölüm Fantezileri, Saldırganlığı Kendiliğe-Karşı-Döndürme

Bay H. sık sık kayınbiraderinin ölümüyle ilgili fanteziler kurar. Bu ölümün eşinin anne-babasının dikkatlerini eşine ve kendisine çevirmelerini sağlayacağını düşünür. O zaman bir oğul olarak kabul görecek ve şu anda büyük oranda kayınbiraderine sağlanmakta olan ekonomik yardımlarından faydalanabilecektir.

Bay H.'nın yaygın ölüm arzuları her zaman annesine de yönelik olmuştur. Annesinin hastalığının ciddiyeti anlaşıldığında ve hastaneye yatmasını ve ameliyat olmasını gerektirdiğinde ölüm fantezileri gerçeklikte de karşılığını bulduğu için Bay H.'nın suçluluk duyguları iyice artmıştır. Bunları kendine-karşı-döndürmeye başlamış ve kafası, karşıdan karşıya geçerken vs. dikkatini etkileyen düşünce ve fantezilerle dolduğundan neredeyse bir arabanın altında kalmasına yol açacak bazı dikkatsizlikler yaşamıştır.

vii) Fallik Saldırganlıkla İlgili Çatışma

Fallik saldırganlıkla ilgili çatışmasına bir örnek askerlik görevini yaptığı dönemden verilebilir. Süngü kullanması gereken askeri eğitimlerde “panik içinde kalıp hasta hissettiği”ni anımsamaktadır. Bu eğitimlerde, iki grup asker arasında beden bedene dövüş yapılmakta ve süngüler maket askerlere vs. saplanmaktadır. Bu anı bir dil sürçmesiyle ilişkili görülmüştür. O dönemde oğlu bir çakı istemektedir. Bu Bay H.'ı çok tedirgin eder. Joseph'in çakıyı okuldaki kızlarla değil de diğer erkek çocuklarla kavga etmek için istediğini düşünür. Bu sürçme, Bay H.'nin zihninde bu tip saldırganlıkla fallik cinsellik arasında kurulmuş olan bilinçdışı bağı göstermektedir.

B. EGO ve SÜPEREGO

(a) ve (b) Ego Aygıtı ve Ego İşlevleri

Bu hastanın ego aygıtında tespit edilen bir kusur (defect) yoktur. Ego işlevlerinde de gözlenebilir birincil nitelikte bir eksiklik (primary deficiency) yoktur.

(c) ve (d) Savunma Aktivitesi

Savunma aktivitesi libidinal ve saldırgan yönelimlere ve belirli acı verici, suçluluk, aşağı olma duyguları vs. gibi duygulanımlara karşı kullanılmaktadır.

Hasta, inkar (denial) ve yansıtma gibi daha ilkel olanlar dahil birçok savunmayı sık sık ve aşırı biçimde kullanmaktadır. Genel olarak, savunma örgütlenmesi hastada aktif haldeki birçok çatışmayla baş etmekte başarılı değildir. Bu da ego yapısında arzu edilmeyen kısıtlanmalara ve ego yapısı içinde kusurlu uyum çözümlerine yol açmıştır.

(i) Fanteziye Çekilme. Bay H. bu eğilimin hep bulunduğunu ve on sekiz on dokuz yaşlarındayken zihinsel etkinliğinin büyük oranda fantezilere çekildiğini anımsamaktadır. Hasta üniversitedeyken akademik durumunu bozan şeyin bu sürekli fantezi içinde yaşıyor olma eğilimi olduğunu düşünmektedir. Saatler boyu kitap başında oturup bir türlü dikkatini toparlayamadığını anımsamaktadır. Bu fanteziler erken mastürbasyon aktivitesinin yerini almış görünmektedir. Mastürbasyon yaptığında yaşadığını anımsadığı utanç ve suçluluk duygularını şimdi bu fantezilere ilişkin olarak yaşamaktadır. Benzer biçimde, eskiden mastürbasyon yaparken yaşadığı haz duygusunu şimdi bu fantezilerden almaktadır. Mastürbasyon hep bir aşırı çatışma kaynağı olmuştur. Hep kendini durdurmaya çalışmış; ancak bir türlü durduramamıştır. Şimdi fantezileriyle olan da budur.

(ii) Anne-babasıyla Özdeşleşme . (1) Çocuklarından, özellikle de oğlu Joseph'ten çok yüksek beklentileri vardır. (2) Bay H., tıpkı kendi annesinin ve babasının Bay H.'nın ileri yaşlarına kadar ona banyo yaptırmış oldukları gibi, halen yaklaşık yedi yaşındaki Joseph'e banyo yaptırmaktadır. (3) Hasta, eşiyle cinsel ilişki halindeyken Alice'in birçok kez odalarına girdiğini ve birçok kez de gecenin ortasında evin içinde dolaşıp durduğunu suçluluk duyarak belirtmiştir. Bay H. sanki çocuklarını tıpkı kendisi de bu sahneye maruz bırakıldığı gibi, bazen görme daha sık olarak da duyma yoluyla birincil sahneye maruz bırakmaya itilmiştir.

(iii) Babasıyla Özdeşleşme. Prensiplerine karşı olduğu için asla kiralayarak satın alma yöntemiyle bir şey satın almaz. Babasının da bu yöntemle bir şey satın aldığını anımsamamaktadır. O da bunu yapamaz.

(iv) Pasif Olanı Aktif Hale Döndürme. Ayrılık bazen hafta sonlarında bile zor gelmektedir. Bununla pasif olanı aktif hale döndürerek (turning passive into active) başa çıkmaktadır. Bir defasında seansa gelmeyi istememiş ve metroda yoldayken bir hata yapıp inmesi gereken istasyonu geçmiştir.

Bay H. tatil dolayısıyla tedavisine ara verilmesine sert tepki göstermektedir. Bu dönemlerde tatil başlamadan tedaviye gelmeyi kesme isteği duyar.

(v) Pasiflik. Aşırı derecede pasiftir ve her kararı, evde yapılması gerekenleri vs. eşine bırakır. Eşi ise bu sorumlulukları üstlenmekten oldukça mutlu görünmektedir.

(vi) Yer-değiştirme (Displacement). Yer-değiştirme saldırganlıkla başa çıkmak için sık sık kullanılır. Dolayısıyla saldırganlığın yöneltildiği nesne de sık sık değişir. Evde eşiyle bağlantılı saldırganlık duyguları çoğu defa çocuklara yöneltilmektedir.

(vii) Rasyonalizasyon. Örneğin, kendisine birçok bahaneler bularak evi her gün iki üç kere aramakta ve kontrol etmektedir.

(viii) Entellektüalizasyon. Hastanın analitik literatüre ilişkin okumalarını savunma amacıyla kullanması bu ve bir önceki savunma çerçevesinde değerlendirilir.

(ix) Dışsallaştırma (Externalization). Bay H. tatil ayrılığı dönemi geldiğinde ayrılığa ilişkin korku ve anksiyetelerini dışsallaştırmaktadır. Yaklaşmakta olan tatil ve tedavideki aradan dolayı kızının ne kadar üzüntülü olduğunu oldukça ayrıntılı biçimde betimler.

Hastada, süperegonun dışsallaştırılmasının bazen yansıtmaya yol açması sık sık gözlenmektedir. Bir seans sonrasında on yaşındaki bir kız çocuğuna ilişkin cinsel fantezilerinden (skoptofili) ve ölüm arzusundan bahsettikten sonra o seansın başında yüzümün solukken seansın sonunda kırmızı olduğunu gözlediğini söyledi. Bunu, benim ona çok kızdığıma ve onu “düşünceleri”nden vs. dolayı suçlamamak için kendimi kontrol etmek zorunda kalmama atfetti.

(x) Entellektüalizasyon ve Duygulanımın Yalıtlanması (Isolation of Affect). Sık sık birleştirilen bu iki savunma mekanizması cinsel yaşamından veya başka sıkıntı verici bir olaydan bahsederken kullanılmaktadır. Bu anlarda öğrencilerine cinsel konularda mesafeli ve soğuk bir tarzla ders eden bir profesör gibi konuşmaktadır.

(xi) İnkar. Hem kendisine hem de başkalarına, anne-babasıyla, özellikle de annesiyle, görüşme konusunda daha az umursamaz olamazmış gibi izlenim vermek zorundadır. Aslında, eşinin anne-babasıyla düzenli olarak görüşmesini sağlamakta ve ondan bilgi almaktadır.

İnkar annesinin hastalığı ve kanser ameliyatı için hastaneye yatırılmasında hem olayı kendinden uzak tutmak hem de olayla başa çıkmak amacıyla kullanılmıştır. Sürekli annesine ne olduğunun umurunda olmadığını söylemiştir. Bazı durumlarda inkar, duygulanımların tersine çevrilmesi (reversal of affects) haline gelmiş ve Bay H. annesi gittiğinde daha iyi olacağını vs. iddia eder olmuştur. Aynı zamanda annesinin hastalığından dolayı aşırı huzursuz olduğu çok açıktı ve neredeyse her gün hastaneye annesini görmeye gitti. Bu inkarın ve tersine çevirmenin yorumlanması da onu sık sık ağlamaklı hale getirdi.

Profuma olayı döneminde Bay H. bu olaya herhangi bir ilgi duyduğunu inkar etti. Aslında bu tür sorulara karşı ahlakçı “püriten bir tutum”u olduğunu söyledi. Asla Dünyadan Haberler vs. türünde gazete veya dergiler almaz ve okumazdı. Sonrasında, bu gazeteyi kendisi almasa da Dünyadan Haberler’in alındığı kayınbiraderinin evine düzenli olarak gittiği ve orada gazeteyi büyük bir keyifle okuduğu ortaya çıktı. Dahası, işyerinde Profuma olayını konuşmaya açan çoğunlukla kendisiydi.

Eşinin anne-babasının ekonomik durumuna ilişkin herhangi bir açık algıyı veya bilgiyi inkar etmek zorundaydı. Çünkü, kayınpederinin ona ekonomik açıdan yardım edebilecek durumdayken bunu hiç yapmadığını itiraf etmesi halinde kayınpederine duyacağı nefreti kontrol etmesi gerekiyordu. Benzer biçimde, kayınbiraderinin ölmesi vs. ve böylece onun yerini almasına ilişkin fantezilerden de kaçınmaya çalışıyordu.

(xii) Yansıtma. Bay H.'nın kayınvalidesi H.'lar ne zaman tatile çıkacak olsalar birkaç günlüğüne onların yanına gelmekten hoşlanır. Bay H. bunu tahammül edilemez bulmaktadır. Kayınvalidesinin yanlarına geldiğini; çünkü Bay H.'ya güven duymadığını düşünür: Kayınvalidesi Bay H.'nın ailesini tatil için götürebileceği makul derecede güvenli ve uygun bir yer bulma becerisini gösteremeyeceğini hissetmektedir, onun asıl gelme nedeni budur, her şeyin yolunda olduğunu kontrol etmek istemektedir. Bay H. bunu paranoidce bulur, ancak bazen bu yargıların doğruluğuna ikna olduğunu hisseder.

Bay H. benimle ilk yüz yüze görüşmesinde benim onun bir homoseksüel olduğunu düşündüğümü bildiğini belirtir. Bu sonucu, benim görüşme esnasında iki defa üç tane mi çocuğu olduğunu sormama dayandırmıştır. Bunu benim onun maskülinetesinden kuşku duymam biçiminde yorumlamıştır. (Başka bir örnek için Saldırganlık kısmına bakınız. Analiste saldırganca davranmaya çalıştıktan sonra analistin onu saldırgan davranmaya tahrik etmeye çalıştığını hissetmiştir). Benzer örnekler çokça vardır ve meslektaşları ve üstleriyle ilişkilerinde görülebilir. Onlara yönelik saldırganca davranmak istedikten sonra perseküte olmaya başlamaktadır.

(e) Ego İşlevlerine Yönelik İkincil Olumsuz Etkiler (Secondary Interference of Ego Functions)

Bay H.'nın inkar ve özellikle yansıtma savunmalarını (ikincisini saldırganlığıyla başa çıkmakta daha çok kullanmaktadır) aşırı kullanması çoğunlukla gerçeklik testini ve gerçekliğe adaptasyonunu olumsuz biçimde etkilemektedir. Bu etkenler, meslektaşları ve üstleriyle ilişkilerini daha da karmaşık hale getirmekte ve şirketteki pozisyonunda ilerleme imkanlarını ciddi derecede azaltmaktadır.

Benzer biçimde, fanteziye aşırı çekilme çalışma performansına etki etmektedir. Üniversitedeyken başarısızlığının bir nedeni buydu. Fantezinin bu rüyamsı durumunda iken yoldaki duruma pek dikkat etmeksizin uzun süreler araba kullanıyor olmaktan endişe duymaktadır.

(e) Süperego Yapısı

Bay H.'nın iyi gelişmiş bir süperego yapısı vardır ve genelde daha ziyade sert bir süperegodur. Bu süperego sertliği bir yönüyle katı bir anneyle özdeşleşmiş olmanın sonucu görünmektedir. Bu katı anne, Bay H.'nın kendi saldırgan itkilerinin (impulse) annesine yansıtılması sonucu, olduğundan daha da katı algılanmıştır.

Kendini zengin kadınlarla evli ve bunun sonucunda ekonomik bir sıkıntının kalmadığı halde gördüğü fantezilerine aşırı suçluluk duygularıyla tepki vermektedir. Benzer biçimde, saldırgan fantezileri ve ölüm arzularından dolayı çok suçluluk ve anksiyete yaşamaktadır. Özellikle, evde yanlış giden ne varsa bunun büyük oranda kendi hatasından kaynaklandığını hissettiği için fantezide bile olsa böyle şeyler düşünebilmekten oldukça sıkıntı duymaktadır.

Bay H.'nın işyerindeki davranışı çoğunlukla kendini olumsuz bir biçimde, aşırı yetersiz biri olarak göstermeye yöneliktir. Böylece yalıtlanmış (isolated) kalmayı başarmakta ve işinde hiç ilerleyememektedir. Bu ve benzeri başka mekanizmaları kullanarak yoğun bilinçdışı suçluluk duygusu ve cezalandırılma ihtiyacıyla başa çıkmaya çalışıyor görünmektedir. Sonuç olarak da potansiyellerine karşın kendini başarısız kılmaya itilmektedir.

Suçluluk duygularının büyük bir kısmı babasıyla yaşadığı Oidipal rekabetten kaynaklanmaktadır. Süperegosu şimdi Bay H.'nın anne-babasından, özellikle de babasından, daha başarılı olmaması veya onları geçmemesi gerektiğini talep ediyor görünmektedir. Bu durum aşağıdaki iki örnekte gösterilmektedir.

Yatak odası için bir halı alacakken anne-babasının evlerinde hiç böyle bir eşyalarının olmamasından dolayı hissettiği tatsız duygulardan bahseder.

Benzer biçimde, kiralayarak satın alma yöntemiyle bir şey satın alamaz; çünkü babası hiç böyle yapmamıştır ve Bay H.'nın böyle yapması anne-babasının hiç sahip olmadıkları maddi konforlar sağlayabilir.

C. (A+B). Kişilik Bütününün Yaşamın Getirdiği Spesifik Durumlara, Taleplere, Görevlere, Fırsatlara vs. Reaksiyonu

Bay H. işinde tüm potansiyelini kullanamamaktadır. Yeteneklerinin oldukça altında görevlerin yerine getirilmesini içeren bir konumdadır. Karakter sorunları üstleriyle, otorite konumundaki kişilerle ve hatta meslektaşlarıyla iyi ilişkiler kurmasını zorlaştırmaktadır.

Çok az arkadaşı vardır ve iş yerinde oldukça sınırlı sayıda kişiyle ilişki kurmaktadır.

Cinsel yaşamından keyif alma kapasitesi: Önceki kısımlarda betimlendiği gibidir.

Boş vakitlerinden keyif alma kapasitesi: Bay H. haftasonlarını bir gerginlik kaynağı olarak yaşamaktadır. Şu anda bu, temelinde hafta sonunun aileyle, özellikle de bir rakip olarak gördüğü, onu kızdıran ve rahatsız eden oğlu Joseph'le, uzunca bir süre yakın olması anlamına gelmesi gerçeğiyle bağlantılıdır. Bazen oğluyla ilişkisinde kendini kontrol etmekte zorlanmaktadır.

Benim bilgim dahilinde olan bazı tatillerse, Bay H. için birçok nedenden ötürü pek keyifli değildi. Benim sınırlı bilgim çerçevesinde, gittikleri yerle ilgili olarak şikayetleri ne oranda rasyonalizasyonlardır ne oranda haklı gerçekliğe-uyumludur, buna karar vermek zordur.

Arkadaşlık etmekten, sosyal ilişkilerden, yaşamın sıradan zevklerinden vs. keyif alma kapasitesi: Geneldeki çatışmaları, özellikle saldırganlıkla ilgili olanlar bu yönlerden kapasitesini sınırlandırmıştır. Kontrol etme ihtiyacı ve karakter bozukluğunun tipi bu alanda daha da etki etmektedir. Sonuçta arkadaşlık etmekten ve sosyal ilişkilerden keyif alma yeteneği, yaşamın sıradan zevklerinde olduğu gibi, sınırlamıştır. İşlerin kolay gitmesi veya çok kısıtlanmış olan anne-babasına göre yaşamdan daha fazlasını almak düşüncesinden huzursuzluk duyar.

VI. SAPLANMA NOKTALARININ VE GERİLEMELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Bay H. bu aşamada anal ve fallik-oidipal dürtü gelişim dönemleriyle ilgili olarak oldukça yüksek bir dürtü etkinliği göstermektedir. Oral döneme işaret eden çok az uygun malzeme vardır. Bay H.'nın kendini betimlemesine dayanmakta olan benim genel izlenimlerim, eksiklikler taşısa da anal ve fallik-oidipal dürtü etkinliklerinin, daha sonraki gerilemelerin sonucu olmaktan ziyade esasen bu dönemlerden geçerken oluşmuş güçlü saplanmaların sonucu olduğudur. Bu izlenimim, Bay H.'nın anal karakter özelliklerinin ön planda yer alarak bugüne kadarki tüm gelişimi boyunca son derece önemli bir rol oynaması gerçeğine dayanmaktadır. Fallik-oidipal düzeyde de benzer bir durumun yaşandığına ve bu dönemin tipik çatışmalarının büyük oranda çözülmemiş olarak kaldığına ilişkin işaretler vardır. Bunlar Bay H.'nın bugünkü haliyle kişiliğini ve çatışmalarını şekillendirmiştir.

Öte yandan bu hastanın tarihçesinde yaşamının daha sonraki dönemlerindeki çatışmaların daha önceden varolan saplanma noktalarına ve dürtü doyumunun erken biçimlerine (earlier modes of drive gratification) niteliksel açıdan uygun (qualitatively relevant) gerilemelere yol açtığına ilişkin işaretler yoktur.

Bu hasta, erken dönem zorlukların özellikle anal nitelikte olanların, karakter yapısına yerleştikleri ve pek de istenilmeyecek bir tarz taşıyan bir anal karakter biçiminde kalıcı etkiler (permanent imprint) bıraktığı izlenimi vermektedir. Üstelik, anal düzeydeki zorluklar fallik ve genital cinsel gelişim düzeylerine de belli bir derecede bulaşmıştır. Bu nedenle cinsel ilişki bir biçimde kirli bir etkinlik olarak görülmektedir.

Genital dönem öncesi düzeylerdeki saplanmaların işaretlerini göstermek üzere aşağıda bazı örnekler verilmektedir.

Anal

Bay H.'nın çok açık bir tartışmak için tartışmak eğilimi vardır. Bu aktarım ilişkisinin tipik bir öğesidir; her yorum ilk önce reddedilecektir. O yorumu ancak daha sonraki bir aşamada ve tartışmak için duyduğu güçlü eğilimi doyurduktan sonra kabul edebilir.

Evde olup bitenler üzerinde mutlak bir denetim sürdürmek ihtiyacındadır. Karısı herhangi bir karar vermeden önce en sıradan şeyler için bile ona danışılmalıdır. Benzer biçimde, her şeyi düzenlemek için her gün evi iki ya da üç kere arar.

Belli bir düzeyde, kişilik yapısındaki güçlü anal öğeleri göstermekte olan kompulsif kuşku özelliği vardır. Bu, aşağıdaki örnekte de görüldüğü gibi, güçlü ambivalant duygularla birleşmiş görünmektedir. Çocuğunun terapistine, kendisinin de tedaviye gelmesini önermesinden dolayı bir teşekkür mektubu yazmaya çalışırken, yazdığı birçok taslağa karşın mektup bir türlü istediği gibi olmamıştır. Sonunda, bu taslaklardan birini daktiloda yazar, postalanmak üzere bir zarfa koyar. Bu mektubu göndermez, bir süre sonra zarfı açar ve başka bir mektup yazar. Bu davranış uzunca bir süre tekrarlanır. Kompulsif kuşku burada tedaviye ilişkin ambivalansıyla bağlantılıydı. Bu da onun mektupta teşekkürlerini uygun bir biçimde dile getirip getirmediğinden kuşku duymasına yol açmıştı.

Ambivalansı ilişkilerinin çoğunda açıkça ortaya çıkmaktaydı; özellikle de erkek kardeşiyle olan ilişkisinde. Erkek kardeşine yönelik anal ambivalant duyguları, erkek kardeşin daha başarılı olduğuna ve annenin onu daha çok beğendiğine inandığı için, oidipal rekabetten dolayı iyice kötüleşiyordu. Bay H. anne de katılacağı zaman erkek kardeşini düzenlediği partilere çağırmamaya çalışmaktadır.

Bay H.'nın paraya yönelik tutumu çok bilgi sağlayıcıdır. Para konusunda çok ketumdur. Yatak odası için bir halı aldığı dönemde halıyı almak için 80 pound ayırdığını analistten saklamıştı. Bir süre sanki halıyı almak için parası yokmuş gibi davranmıştır. Bay H. bu davranışını bu sırrı annesinden saklamak ihtiyacını duymasıyla bağlantılandırdı. Annesi bunu öğrenirse bu parayı ondan almak isteyecektir. Eşinin de hep elindeki az miktardaki parayı almak istediğinden korkar. Analistiyle de benzer duyguları yaşamaktadır.

Anal nitelikteki tahrik edici ve dalga geçici davranış Bay H.'nın akrabalarıyla, arkadaşlarıyla, patronlarıyla vs. ilişkilerinin tipik özelliğidir. Örneğin, eşi kahvaltıya çağırdığında gelmez, eşini tekrar tekrar onu çağırmaya ve nihayet kahvaltı soğuyor diye bağırmaya zorlar. Bu davranışının eşini çok kızdırdığını da bilmektedir.

Akademik başarısızlığı bir ölçüde anne-babasının hırs ve taleplerine karşı anal meydan okuyucu tutumunun sonucudur.

Annesiyle ve diğer kişilerle ilişkisi hala sado-mazoşistik düzeydedir. Annesi “beyaz” dese Bay H. otomatik olarak “siyah” diye düşünmektedir. Yukarıda betimlendiği gibi, bu aktarımda da gözlenmektedir. Ayrıca, oldukça dik başlı ve inatçıdır.

Üzerinde çoğunlukla kirli görünen kıyafetler vardır. Gömleği, tırnakları, ve özellikle takım elbisesi aylardır kirli görünmektedir (yakın dönemde yeni bir takım elbise almıştır).

Fallik-Oedipal

Aşağıdaki fantezide Bay H. Hampstead Kliniği'nden iki kadının bir çocuk hakkında danışmak üzere görmeye geldikleri ünlü bir analisttir. Fantezide kendisinden çok hoşnut kalmıştır; çünkü benim kadar yetkin davranmış ve biri Alice'in terapisti olan bu iki kadın onu çok beğenmiştir. Bu fantezinin içerdiği Oidipal yan anlamı açık biçimde görmek için, benim Bayan X.'le evli olduğum, cinsel ilişkiye girdiğim ve Bay H.'yı bu ilişkinin dışında bıraktığım biçimindeki aşağıdaki fanteziye bakınız). Aslında Bay H.'nın bu fantezisi annenin onu beğendiği ve baba kadar iyi bulduğu bir dizi fanteziden biridir.

Benzer biçimde, Oidipal rekabet (hem baba hem de erkek kardeşle ilişkili olarak) “şirket”in (anne) daha çok tercih ettiği ve terfi ettirdiği meslektaşlar yoluyla dile gelmektedir. Bu kişiler, annenin beğendiği ve yakın davrandığı babayı veya erkek kardeşi temsil ederler. Bay H. ise kıskandığı ve yerini almak istediği babayı annenin niye tercih ettiğini bir türlü anlayamayan küçük bir çocuk gibi hisseder.

“Başarılı bir iş kurma”, “daha yüksek bir mevki elde etme”, “önemli bir şirketin başkanı olma”, “şirketin kontrolünü ele alma” vs. fantezileri sembolik açıdan anneyle ilişkide babasının yerini almayı temsil ederler. Sürekli tatminsizlik hali bir ölçüde Oidipal rekabet duyguları ve fantezilerinden dolayıdır. Bunlara eşlik eden suçluluk ve misilleme korkusu Bay H.'nın iş yerinde gerçek bir ilerleme sağlama yeteneğine olumsuz etki etmektedir. Bu nokta Süperego başlığı altında da belirtilmiştir.

Tedavinin daha sonraki bir aşamasında Bayan X. ve analist Bay H.'yı cinsel etkinliklerinin dışında bırakan anne-baba çifti konumuna getirilir. Bay H., Bayan X. ve benim tatilde bir araya geleceğimiz ve cinsel ilişkiye gireceğimiz fantezilerini kurar.

Oğlu Joseph eşinin beğenisi için rekabet halindeki bir Oidipal rakip olarak görülmektedir.

Yakın bir dönemde, babası Bay H.'nın okuduğu bir kitaba ilgi duymuştur. Kitap biraz “seksi” bir kitaptır. Babasına çok kızmış ve babasının onun cinsel etkinliklerini takip ettiğini hissetmiştir.

Şimdilerde, Bay H.'nın Oidipal rekabet duyguları temel olarak oğlu, erkek kardeşi, üstleriyle vs. ilişkilerinde dile gelmektedir. Babası şimdilik büyük oranda bu duyguların dışında tutulmaktadır. Bunun nedeni bir ölçüde Bay H.'nın savunma amaçlı olarak babasına oldukça olumlu duygular içinde olmasıdır. (Belki bir ölçüde de biseksüaliteyle ilgili birincil (primary) çatışması sonucudur. Ancak bu noktada kesin olarak neyin birincil neyin savunmaya yönelik olduğunu göstermek gerçekten mümkün değildir). Şimdilik baba zararsız, zayıf, çaresiz biri olarak görülmektedir. Yine de Bay H.'nın zihninin bir yerlerinde –fantezide kurulmuş veya gerçek– şiddet dolu ve tehlikeli bir adam imgesi bulunduğuna ilişkin bazı işaretler vardır. Bunlar yakın zamanda bilince geri getirilmiş bir veya iki anıda görülebilmektedir. Bu anılarda baba aşırı öfkelenmiş bir haldedir.

VII. ÇATIŞMALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

(Dışsal Çatışmalar, İçselleştirilmiş Çatışmalar, İçsel Çatışmalar)

Bu hastada çatışmalar içselleştirilmiştir (internalized). Bu çatışmalarda id, ego ve süperego yapıları yer alır ve bu çatışmalar hem libidinal hem de saldırgan dürtülerle ilgilidir.

Libidinal yönden, bu çatışmalar özellikle yetersiz düzeyde çözülmüş oidipal durumla ve hastanın anal bileşen içgüdülerinin (component instincts) belirli yönleriyle ilgilidir. Diğer yönler karakter özellikleri biçiminde kişilik yapısının içine alınmıştır ve artık hasta açısından, örneğin inatçılığında olduğu gibi, belki istenilmeyen özellikler olsa da çatışmalı bir nitelik taşımamaktadırlar.

Saldırgan yönden, saldırganlığın her türden dile getirilme biçimine ilişkin ağır bir çatışma vardır. Genel olarak, betimlenmiş çatışmalar ve bunlarla başa çıkmak için kullanılan savunma etkinliği, daha tipik bir nitelikteki semptom oluşumundan çok, bir dizi ego kısıtlanmasına, tüm potansiyelini kullanamamaya ve belirli karakter çarpıklıklarına yol açmıştır.

Benzer biçimde, içsel nitelikte olan, örneğin çözülmemiş ambivalans, aktiflik-pasiflik çatışmaları ve maskülenlik-feminenlik çatışmaları gibi önemli çatışmalara ilişkin birçok kanıt vardır. Bu aşamada aktiflik-pasiflik ve maskülenlik-feminenlik tipindeki çatışmaların ne oranda birincil (primary) ve ne oranda ikincil ve savunmacı (secondary and defensive) bir nitelik taşıdıklarını söylemek çok zordur.

Daha önce betimlendiği gibi, Bay H. kendisini çok pasif bir adam olarak görmektedir. Her türlü kararı eşine bırakmaktan oldukça memnundur; ancak aynı zamanda kendisine danışılması için ısrar etmektedir. Pasiflik-feminenlik ve pasiflik-aktiflik çatışmaları, Bay H.'nın pasif boyun eğen (passive submissive) konumunda kaldığı aktarım ilişkisinde açık bir biçimde kendilerini gösterdiler. Bu pasif boyun eğen konuma gelmesinin ardından Bay H., zihninin bir yönüyle bunlara tamamen katıldığını itiraf etse de analistin tüm yorumlarını reddetmeye mecbur hissetmiştir. Öte yandan, Bay H. analistin her şeyi Bay H.'nın yerine yapmasını, onu sevmesini ve onu beğenmesini, “onun üstünde olması”nı ister.

Cinsel ilişkide eşini Bay H.'nın üstüne uzanmış bir erkek haline getirirken kendisininse kadın pozisyonunda olması fantezilerine daha önce değinilmişti. Bunun dışındaki fantezilerden başka bir kısımda bahsedilmişti.

Ambivalansla ilgili olarak, Kısım VI, Saplanma Noktalarının ve Gerilemelerin Değerlendirilmesi bölümünde bazı örnekler verilmiştir.

VIII. ANALİTİK TERAPİ İHTİYACI VE ANALİTİK TERAPİDEN YARARLANABİLME YETENEĞİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULARAK BAZI GENEL NİTELİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Olumlu tarafta:

• İyileşme arzusunu da içerecek biçimde, patolojinin tahripkar doğasına ilişkin bir içgörünün bulunup bulunmadığı

Bu hasta yardıma ihtiyaç duyduğuna ilişkin belli bir farkındalığı hep taşımıştır; ancak bu yardımı kendisi isteyecek duruma gelememiştir. Özellikle ergenlik ve erken yetişkinlik dönemlerinde çatışmalarının ve çok belirgin biçimde fantezi dünyasına çekilmiş olmasının üniversitede eğitimini nasıl kötü etkilediğinin tamamen farkındadır. Bu yüzden sorunlarını anlama ve çözme çabasıyla psikoloji kitapları ve makaleleri okumaya başlamıştır. Daha önce de belirtildiği gibi, kızının tedavisi vesilesiyle ve kızının terapistinin önerisiyle tedaviye gelmiştir. Nevrotik acı veya anksiyete yaşamamaktadır; bunun yerine karakteri ve kişiliğindeki sınırlanmaların ve kısıtlanmaların farkındalığını taşımaktadır.

• Kendini-gözlemleme, kendini-eleştirme yeteneklerinin ve düşüncelerini sözcüklere dökebilme kapasitesinin bulunup bulunmadığı.

Hasta iyi düzeyde kendini-gözlemleme kapasitesi olduğunu göstermiştir. Kendini-eleştirme, özellikle kişiliğinin veya fantezi yaşamının belirli yönlerine ilişkin olarak oldukça abartılı bir hal alabilmektedir. İçsel yaşamının kapsamlı bir bölümünü eyleme dökmeden (acting-out) sözelleştirebilmektedir.

• Hastanın analistle anlamlı bir aktarım ilişkisi kurmak için yeterince yüksek düzeyde nesne ilişkilerinin ve yeterli miktarda serbest nesne libidosunun bulunup bulunmadığı ve bu ilişkinin bir tedavi işbirliği (alliance) olarak hizmet edip etmeyeceği ve dirençlerin tüm iniş-çıkışlarına dayanıp dayanmayacağı.

Hasta, nesne ilişkileri açısından değerlendirildiğinde, analitik çalışmanın terapötik amaçları bakımından yarar sağlayacak potansiyeli taşıyan bir aktarım ilişkisi kurabilecek düzeye ulaşmıştır. Bir başka deyişle, analistiyle kurabileceği ilişkinin nesne-sabitliği (object-constancy) niteliğinin tedavi sürecinde korunacağı beklenebilir; çünkü, nesnesini ihtiyaç-doyurucu bir biçimde kullandığına dair çok az işaret vardır. Dahası, şu anda, serbest nesne libidosunun yeterli düzeyde bulunduğuna ilişkin her türlü kanıt vardır; bu da bizim uygun bir aktarım ilişkinin kurulmasını beklememizi mümkün kılmaktadır. Depresyon, süre giden yoğun yas vs. yaşandığına ilişkin bir kanıt yoktur.

• Aktarım ortamında arzu gerçekleştirimine (wish fulfillment) yönelik gerekli kısıtlanmalarla başa çıkabilecek derecede yeterli engellenme toleransının (frustration tolerance) bulunup bulunmadığı.

Bu hastanın tarihçesinde analitik tedavide yaşanabilecek engellenmeleri ve anksiyeteleri tolere etme yeteneğinden kuşku duymamızı gerektirecek hiçbir şey yoktur.

• Analitik süreç esnasında çatışmalarla yüzleşme ve savunmaların zayıflamasıyla serbest kalması muhtemel olan fazladan anksiyeteyle başa çıkabilmek için yeterli gerilim toleransının bulunup bulunmadığı.

Hasta analizde bulunduğu birkaç ay içinde bu açılardan yaşanabilecek sıkıntılarla başa çıkabileceğini göstermiştir.

• Hastanın daha önceki yaşantısında güçlükler karşısında sebat etme yeteneği gösterip göstermediği.

Bu hastanın sebat etme kapasitesi vardır. Başarısızlıkları daha çok karakteri ve çatışmalarının doğasından kaynaklanmaktadır; bunlar, bazen çok büyük çaba harcamasına karşın olumlu sonuçlara ulaşmasına engel olmaktadır.

• Hastanın enerjilerin yer-değiştirmesini (displace) ve nötralize olmasını sağlama ve ikame (substitute) doyumları kabul etme kapasitesine tanıklık edecek (geçmişte veya bugün) başarıyla kurulmuş yüceltme (sublimation) alanlarının bulunup bulunmadığı.

Hastanın yüceltmeler vs. açısından başarabildikleri sınırlıdır. Hasta bugüne kadar potansiyelini gerçekleştirememiştir, bundan dolayı da aslında kendini çok eleştirmektedir. Oidipal çatışmalarının çözümü, özellikle de saldırganlıkla ilgili çatışmalarının çözümü bu çatışmalarda harcanan enerjinin daha yararlı olacak biçimde yapıcı (constructive) ve yüceltmeye yönelik (sublimatory) etkinliklerde kullanılmasına yol açabilir; bu da genel olarak yaşamdaki performansını artıracaktır. İkame doyumları kabul edebilmeye yönelik bir potansiyel kapasitesi bulunduğu kuşku götürmez. Analiz, çatışmalarına, saplanmalarına vs. bir çözüm getirdikçe bu kapasitesinin daha ön plana çıkacağını bekleyebiliriz.

• Kurulmuş yüceltmelerin olmadığı durumda patolojinin bozucu etkisiyle müdahale ettiği bir yüceltme potansiyeline ilişkin kanıt bulunup bulunmadığı

Bay H.'nın iyi derecede kabul edilebilecek bir yüceltme potansiyeli vardır. Şimdiki durumunda bundan yararlanabilme kapasitesi, daha erken dönemlerden gelen nevrotik çatışmalarının, örneğin, babasının başardığından daha fazlasını başarmaya ilişkin suçluluk vs. gibi çatışmalarının büyük oranda bozucu etkisine maruz kalmaktadır. Benzer biçimde, aşırı inatçılık, dikbaşlılık ve olumsuz tutum takınma (negativism) vs. gibi bazı istenmeyen karakter özellikleri (bunlar bazı nevrotik çatışmalarına birer çözüm girişimidir) yüceltme potansiyelinin kullanımına daha ileri bir düzeyde bozucu etkide bulunmaktadır.

• Libidonun esneklik (flexibility) gösterip göstermediği (yapışkanlık niteliğinin tersine).

Genel olarak aşırı libido yapışkanlığına ilişkin herhangi bir eğilim göstermemektedir. Hasta, vakaların büyük çoğunluğunda gözlediğimiz sınırlar içindedir çok büyük olasılıkla.

• Yaşama olumlu ve iyimser bir bakışın bulunup bulunmadığı (kötürüm edici karamsarlığın tersine).

Bay H., açık handikaplarına, eksikliklerine ve geçmiş başarısızlıklarına karşın temelde olumlu ve yapıcı bir bakış açısı olan kişilerdendir. Analize ailesiyle ilişkilerini daha iyi bir düzeye getirebilmek, çocuklarını daha iyi yetiştirebilmek amacıyla ve özellikle ileride kendisi için de daha iyisini başarabilmek umuduyla gelmiştir.

Olumsuz tarafta:

Bu hastada vazgeçilecek önemli ikincil kazançlar yoktur. Tanı görüşmesinde de gündeme gelmiş olan, Bay H.'nın kişiliğinde ve karakter yapısında olabilecek önemli değişikliklerin eşinin üzerinde nasıl bir etki oluşturacağı sorusu halen yanıt beklemektedir. Tedavinin burada ele alınan sınırlı bölümü, analizin hastanın tutumlarında ve davranışında oluşturduğu belirli değişimlere hastanın eşinin anksiyete, saldırgan patlamalar ve depresyonla tepki gösterdiği gerçeğini ortaya koymuştur. Hasta aile ilişkilerinde zorluklar yaratabilecek veya bu ilişkileri bozabilecek değişimlerden açıkça korkmaktadır. Son olarak, kendini-cezalandırıcı, kendini-tahrip edici ve mazoşistik tutumlara ilişkin bazı kanıtlar varsa da bunlar aşırı düzeyde görünmemektedir ve terapötik ilerlemeye bozucu etki yapabileceklerini veya negatif terapötik tepkilere yol açabileceklerini varsaymak için bir neden yoktur.

.Alıntıdır.
 

Forum istatistikleri

Konular
18,892
Mesajlar
30,368
Kullanıcılar
27,851
Son üye
Mfbos
×