Neler yeni

Anne ve Babalar İçin Etkili Bir Yazı

Emine Hoca

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Eki 2011
Mesajlar
1,213
Beğeniler
3
#1
Sevgili anne, baba ve öğretmenler,
Her öğretmen bir annedir; her anne de bir anlamda “öğretmen!..” Hangi anlamda olursa olsun önemli olan, bu sıfatı taşıyanın ne kadar “iyi” bir anne, “iyi” bir öğretmen; başka bir deyişle ne kadar “iyi” bir model ve kılavuz olduğudur... Bence öğretmenin de annenin de “iyi”liği, bir kısmını birlikte yürüyeceği yaşam yolculuğunda çocuğu için kusursuz bir yol haritası oluşturulabilmesiyle orantılı olarak artıyor ya da azalıyor.
Kuşkusuz bu süreçte, harita üzerinde bir güzergah “oluşturmak”la iş bitmiyor; haritanın doğru okunması, sağlıklı ve yetkin şekilde kullanılması, yeri-zamanı geldikçe rotada düzeltmelerin yapılması ve gerektikçe yeni yollar bulunmasında adeta uzmanlaşmak da gerekiyor...
Bu nedenlerle ben “annelik” kavramını, sadece fiziksel bir olgu ve oluşum olarak algılamıyor, o düzeye indirgemiyorum. Annelik, fiziksel bir oluşumu da içeren, ama ondan çok daha geniş ve derin bir değer, çok boyutlu bir zenginlik ve anlam taşır.
Böyle bir kavramın özünde, herşeyden önce, koşulsuz ve çıkarsız bir sevgi ve sahiplenme, ama aynı zamanda, “efendi-sahip” tavrı takınmadan, küçücük bir canlodan, kendine yeterli birey yaratma, o bireyi giderek özgürleştirme ve yetkinleştirme eylemi vardır.
Annelik, kanmızla, canımızla beslenip büyütülen ve bizim olan bir canlıyı, hem kendimizden bir parça sayma, hem de bizden apayrı, özel bir kimlik ve kişilik olarak tanıyabilme, öyle kabul edebilme, öyle kılabilme olgunluğu demektir.
Annelik, bu tanıma ve kabulden sonra, onu hiç kimse ile karşılaştırmadan, olduğu gibi benimseyebilme, her gün daha ileriye yürüme savaşında destekleyebilme; onu herkesten üstün görmeden, eksik ve yanlışlarıyla, tek ve biricik olarak bağrına basabilmektir.
Annelik, hem kendi yaşamını eksiltmeden, yani “saçını süpürge etmeden” ve “senin uğruna nelere katlandım” demeden yaşamı sonuna kadar birlikte, dostça ve arkadaşça paylaşarak sürdürebilmektir,
Annelik, özveridir; “ben” yerine “o” diyebilmek, almadan vermek, verdiğini tüm yüreğiyle ve bir tek defa başına kakmadan ve bir şey beklemeden, tereddütsüz sunabilmektir.
Annelik, durmadan konuşmak, nasihat etmek, söylev vermek değil, dinlemek, anlamaya çalışmak, onun gözleriyle bakabilmek, örnek olmak, olumlu bir model olarak örnek davranışlar ortaya koyabilmektir.
Annelik, sormak, sogulamak ve suçlamaktan çok, yanıt vermek, olay ve olguların neden ve sonuçlarının farkına varmasını sağlayabilmek; onun tarafından eleştirilirken bile gözlerinin taa içine dakikalarca, hoşgörü ve sevecenlikle dikkat kesilerek bakabilmek; söylediklerini cankulağı ile dinleyebilmek; düşüncelerinin özünü, dümdüz, dosdoğru ve tam olarak algılayabilmektir.
Annelik, kendisi, ailesi ve toplumu için gerektiğinde “dur” diyebilmek; ona sınırların, hak ve özgürlüklerin farkına varabilecek bir olgunluk kazanabilmesi için yardım edebilmek; eylemlerinin sorumluluğunu görebilme ve taşıyabilme gücü kazandırmak demektir.
Annelik, zoru göstermek, ama ondan korkmadan, cesaret ve özgüven duygusu içinde sorunların üstüne gitmek, onları yılgınlığa kararlılıkla, öfkesiz başarabilmektir.
Annelik, her zaman “ben buradayım, senin yanındayım, seni destekliyorum, ama sen kendi başına da başarabilirsin” düşünce ve inancı yaratabilmek; sizi daima bir koltuk değneği ya da can simidi gibi görmesine ve kullanmasına izin vermemek; herşeyden önce kendi ayakları üstüne, içinden sımsıkı basarak durmasını ve sonra da kararlı, güvenli, azimli şekilde yürümesini sağlamak demektir.
Annelik, ona değer vermek, değerli olduğunu derinden duymasına ortam hazırlamak, değerli olduğu bilincini, böbürlenmeden, başkalarına tepeden bakmadan kazandırabilmektir.
Annelik, onun düşünce, tercih, beğeni ve kararlarına; ölçülü olma, uygunluk ve kabuledilebilirlik sınırları için saygı duymak, gerçek bir demokrat kimlik geliştirebilmektir.
Annelik, kendini tanımak ve bilmek, ondan ve onun davranışlarından çok kendini sorgulayabilmek, kendini aşmak, kendini eğiterek söz ve davranışlarını denetleyebilmek ve geliştirebilmektir.
Annelik, günü gelince “başka biri”yle paylaşabilmek, “başka biri”ni yaşamınıza kabul etmek ve böyle bir yaşama geçişte, bu kez yukarıdaki herşeyi “o” ve “başka biri” için tekrar yapabilmektir.
Tüm bunlara bakınca annelik kavramının neden sadece fiziksel bir olgu ve oluşum düzeyinde tutulamayacağını sanırım anlatmış oluyorum. Bu açıdan yaklaşınca sanırım ortaya iki sonuç daha çıkıyor: Birincisi “annelik” için geçerli olan tüm bu saptama ve düşüncelerin babalar için de geçerli olması.. İkincisi ise “annelik” diye başlayan her paragrafın (sonuncusu hariç) gerçek ve destansı bir aşk yolculğu için de geçerli bir tanımı içermesi...
Şimdi bu iki saptama ışığında yukarıda yazılı olan düşünceleri “annelik” sözcüğü yerine “babalık” sözcüklerini koyarak bir daha okumayı ve “gerçek bir baba” olup olmadığınızı test etmeyi de keyfinize bırakıyorum!....

ALINTI
 

Forum istatistikleri

Konular
18,892
Mesajlar
30,368
Kullanıcılar
27,851
Son üye
Mfbos
×