Bu kitap "Önce Okul Öncesi Ekibi" tarafından tavsiye edilmiştir.
//www.onceokuloncesi.com/dosya/uploads/8eaec253df75453dc14c61724365c34b.jpg
Bu kitabı D&R mağazalarında bulabilirsiniz.
“EĞİTİMDE GELECEĞİ DÜŞÜNMEK”
NİÇİN YAYINLANDI?
“Eğitimde Geleceği Düşünmek” kırk iki yıldır eğitime gönül ve emek vermiş Erdoğan YILMAZ’ın kaleminden ve eğitimin içinden geleceğe bir bakıştır.
Yazar, amacının “geleceği çocuklar için daha aydınlık, daha güzel ve yararlı kılmak üzere bugünü biçimlendirmeye çalışmak” diye tanımlıyor ve bu gözle yazdıklarından tematik bir seçki sunduğunu belirtiyor.
Erdoğan YILMAZ’ın ifadesi ile, kendisi “ele aldığı her konu ve sorunu, sınıfta ve okulda öğretmen ve yönetici olarak yaşamış, bunlara ilişkin görüş ve düşüncelerini de yazıları ve konuşmalarıyla çeşitli mecralarda açıklamayı sorumluluğunun bir parçası saymıştır. Bu kitap o anlayışın bir ürünüdür.”
“Eğitimde Geleceği Düşünmek” yine yazarın saptamasıyla, “bir eğitimcinin sorunları yaşarken çözümler arayan, öneriler üreten sayısız yazı, rapor, konuşma ve düşüncelerinden çıkmıştır..”
YILMAZ, düşünüp yazarken ve çözümler üretirken bir ayağını güncel sorun ve uygulamalarda, diğerini ise eğitim bilimin kuramsal temellerinde tutmuş, aklı ve gözü gerçeği aramakta ve gelecekte olan bir bakış açısını ve yaklaşımı benimsemiştir.
Başka bir deyişle ve yazarın ifadesiyle, “eğitim süreci içinde, resmi ve özel eğitim kurumlarında öğretmenlikten okullar genel müdürlüğüne kadar uzanan çizgide çalışıp yaşarken öğrenilenler, edinilen deneyimler ve birikimler yazılanlara kaynak oluşturmuştur. Bu nedenle yazılar güncel olandan geleceğe, bugünün gerçeklerinden yarınlar için yapılması gerekene, uygulamadan kuramsala bir yolculuk ve dokunuştur.”
Erdoğan YILMAZ bu genel çerçeve içinde bugünün sorun ve çözümleriyle yarına ilişkin sonuç ve değerlendirmeleri işlerken özellikle ve özetle şunların altını çizmekte ve kitapta çözümler üzerinde düşünmektedir:
· Ülkemizde yapılanlara bakıldığında, eğitimle ilgili sorunlara sistem bütünlüğü içinde çözüm aranmadığı görülmekte, bu durum kalıcı ve çağdaş sonuçlar alınmasını engellemektedir.
· Eğitimde yasalarla çizilmiş genel amaçlar, okulların ve derslerin özel amaçları, bireysel, ulusal ve evrensel gereksinimlerle uygulamalar arasında uyumsuzluk hatta tutarsızlık ve çelişkiler bulunmaktadır.
· Eğitimde bilim ve aklın öncülüğü ihmal edilmekte, yaşamdan kopukluk, gözlem ve deney ortamının yok denecek kadar azlığı; nakilciliği, aktarılan bilginin değişmez ve söylenenin mutlak doğru olduğuna inanmayı getirmektedir.
· Eğitimde özgür düşünce, mukayeseli öğrenme, eleştirel okuma, öğrenme sürecine katılma ve bu süreçte bilgiyi üreterek yeniden oluşturmanın önü kesilmektedir.
· Kendini ve gerçeği anadilinde ve en az bir yabancı dilde etkin biçimde, yazılı ve sözlü ifade etme, sağlıklı ilişki ve iletişim kurabilme, tartışabilme beceri ve alışkanlığı ile özgüven kazanma, gerçekleşmemektedir.
· Eğitim sisteminin, açık sistem özelliği, yerini kapalı bir sistem özelliğine bırakmıştır. Bu nedenle eğitim sistemi, yaşamla, bireysel, ulusal ve evrensel gereksinimlerle bağını koparmış, toplumsal sorunlara yabancılaşmış, duvarlar arasına sıkışmış kalmıştır.
· Çocuklarımız, aileler ve okullar, pek de anlamlı sayılamayacak bir yarış içinde nasıl olursa olsun öne geçmeyi başarı kabul etmekte, bir üst eğitim kurumuna, bir mesleğe ve hayata hazırlık önemini yitirmiş bulunmaktadır.
· Eğitim, popülist ve politik çıkarların aracı olmaya dönüştürülmüş olup, ülkemizin kurtuluş ve kuruluş felsefesinden gittikçe uzaklaşmaktadır. Cumhuriyetimizin getirdiği devrimci başarıları, ulusal model ve uygulamaları bilmeyen, bu kaynaktan yararlanmayan Atatürk’ün ve arkadaşlarının kurduğu ulusal model ve örneği değerlendiremeyen hatta bilinçli şekilde ihmal eden kuşaklar yetiştirilmektedir.
Kısacası, Erdoğan YILMAZ’ın sözleriyle “eğitim sistemimiz bireyi kendine, topluma ve evrensel olana yabancılaştırmakta, toplumsal işlev ve rollerine hazırlayamamakta; bilgi, beceri ve davranış bakımından geliştirmekten ve gizil gücünün farkına vararak verimli, üretken ve yaratıcı olmasını sağlamaktan uzaktır.”
Bu kitap konuya deneyimli bir eğitimcinin gözüyle bakmakta, onun görüş ve düşüncelerini yansıtarak sorunlara çözüm üretilmesine katkıda bulunmaya çalışmaktadır.
//www.onceokuloncesi.com/dosya/uploads/8eaec253df75453dc14c61724365c34b.jpg
Bu kitabı D&R mağazalarında bulabilirsiniz.
“EĞİTİMDE GELECEĞİ DÜŞÜNMEK”
NİÇİN YAYINLANDI?
“Eğitimde Geleceği Düşünmek” kırk iki yıldır eğitime gönül ve emek vermiş Erdoğan YILMAZ’ın kaleminden ve eğitimin içinden geleceğe bir bakıştır.
Yazar, amacının “geleceği çocuklar için daha aydınlık, daha güzel ve yararlı kılmak üzere bugünü biçimlendirmeye çalışmak” diye tanımlıyor ve bu gözle yazdıklarından tematik bir seçki sunduğunu belirtiyor.
Erdoğan YILMAZ’ın ifadesi ile, kendisi “ele aldığı her konu ve sorunu, sınıfta ve okulda öğretmen ve yönetici olarak yaşamış, bunlara ilişkin görüş ve düşüncelerini de yazıları ve konuşmalarıyla çeşitli mecralarda açıklamayı sorumluluğunun bir parçası saymıştır. Bu kitap o anlayışın bir ürünüdür.”
“Eğitimde Geleceği Düşünmek” yine yazarın saptamasıyla, “bir eğitimcinin sorunları yaşarken çözümler arayan, öneriler üreten sayısız yazı, rapor, konuşma ve düşüncelerinden çıkmıştır..”
YILMAZ, düşünüp yazarken ve çözümler üretirken bir ayağını güncel sorun ve uygulamalarda, diğerini ise eğitim bilimin kuramsal temellerinde tutmuş, aklı ve gözü gerçeği aramakta ve gelecekte olan bir bakış açısını ve yaklaşımı benimsemiştir.
Başka bir deyişle ve yazarın ifadesiyle, “eğitim süreci içinde, resmi ve özel eğitim kurumlarında öğretmenlikten okullar genel müdürlüğüne kadar uzanan çizgide çalışıp yaşarken öğrenilenler, edinilen deneyimler ve birikimler yazılanlara kaynak oluşturmuştur. Bu nedenle yazılar güncel olandan geleceğe, bugünün gerçeklerinden yarınlar için yapılması gerekene, uygulamadan kuramsala bir yolculuk ve dokunuştur.”
Erdoğan YILMAZ bu genel çerçeve içinde bugünün sorun ve çözümleriyle yarına ilişkin sonuç ve değerlendirmeleri işlerken özellikle ve özetle şunların altını çizmekte ve kitapta çözümler üzerinde düşünmektedir:
· Ülkemizde yapılanlara bakıldığında, eğitimle ilgili sorunlara sistem bütünlüğü içinde çözüm aranmadığı görülmekte, bu durum kalıcı ve çağdaş sonuçlar alınmasını engellemektedir.
· Eğitimde yasalarla çizilmiş genel amaçlar, okulların ve derslerin özel amaçları, bireysel, ulusal ve evrensel gereksinimlerle uygulamalar arasında uyumsuzluk hatta tutarsızlık ve çelişkiler bulunmaktadır.
· Eğitimde bilim ve aklın öncülüğü ihmal edilmekte, yaşamdan kopukluk, gözlem ve deney ortamının yok denecek kadar azlığı; nakilciliği, aktarılan bilginin değişmez ve söylenenin mutlak doğru olduğuna inanmayı getirmektedir.
· Eğitimde özgür düşünce, mukayeseli öğrenme, eleştirel okuma, öğrenme sürecine katılma ve bu süreçte bilgiyi üreterek yeniden oluşturmanın önü kesilmektedir.
· Kendini ve gerçeği anadilinde ve en az bir yabancı dilde etkin biçimde, yazılı ve sözlü ifade etme, sağlıklı ilişki ve iletişim kurabilme, tartışabilme beceri ve alışkanlığı ile özgüven kazanma, gerçekleşmemektedir.
· Eğitim sisteminin, açık sistem özelliği, yerini kapalı bir sistem özelliğine bırakmıştır. Bu nedenle eğitim sistemi, yaşamla, bireysel, ulusal ve evrensel gereksinimlerle bağını koparmış, toplumsal sorunlara yabancılaşmış, duvarlar arasına sıkışmış kalmıştır.
· Çocuklarımız, aileler ve okullar, pek de anlamlı sayılamayacak bir yarış içinde nasıl olursa olsun öne geçmeyi başarı kabul etmekte, bir üst eğitim kurumuna, bir mesleğe ve hayata hazırlık önemini yitirmiş bulunmaktadır.
· Eğitim, popülist ve politik çıkarların aracı olmaya dönüştürülmüş olup, ülkemizin kurtuluş ve kuruluş felsefesinden gittikçe uzaklaşmaktadır. Cumhuriyetimizin getirdiği devrimci başarıları, ulusal model ve uygulamaları bilmeyen, bu kaynaktan yararlanmayan Atatürk’ün ve arkadaşlarının kurduğu ulusal model ve örneği değerlendiremeyen hatta bilinçli şekilde ihmal eden kuşaklar yetiştirilmektedir.
Kısacası, Erdoğan YILMAZ’ın sözleriyle “eğitim sistemimiz bireyi kendine, topluma ve evrensel olana yabancılaştırmakta, toplumsal işlev ve rollerine hazırlayamamakta; bilgi, beceri ve davranış bakımından geliştirmekten ve gizil gücünün farkına vararak verimli, üretken ve yaratıcı olmasını sağlamaktan uzaktır.”
Bu kitap konuya deneyimli bir eğitimcinin gözüyle bakmakta, onun görüş ve düşüncelerini yansıtarak sorunlara çözüm üretilmesine katkıda bulunmaya çalışmaktadır.
