Neler yeni

İstiklal Marşı’nın Yazılması ve Kabulü (12 Mart 1921)

Meltem Hoca

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Eyl 2011
Mesajlar
1,090
Beğeniler
4
#1

İstiklal Marşı’nın Yazılması ve Kabulü
(12 Mart 1921)

Ankara’da B.M.M.’nin açılmasıyla bağımsız bir hükûmete de kavuşulmuş oldu. Zamanla Yeni Hükûmet, dünyaya sesini duyurmaya, dolayısıyla yabancı devletlerle olan münâsebetler başlayınca da millî bir marşa ihtiyaç duyulmuştur.

Bu ihtiyaç üzerine, zamanın Millî Eğitim Bakanı Dr. Rıza Nur; 500 lira mükâfatlı millî marş yarışması açtırmıştır. Şâirler tarafından marşlar gelmeye başlamış, daha sonra Bakanlığa getirilen Hamdullah Suphi zamanında katılmalar devam ederek 700’ün üzerinde
(724) iştirak olmuştur.

Marşta aranacak özellik özetle; ‘Millî mücadelenin ruhunu ifâde edebilmesi’ydi. Gelen şiirler güzeldi, heyecanlıydı. Bunlar beğenilmekle beraber, gönülleri daha bir heyecana verecek daha güçlü bir ses olsun isteniyordu. Eşref Edib bunu şöyle dile getirmekteydi:

“Öyle bir ses ki, gelecek nesillere her an, o kudsiyet ve azameti terennüm etsin. Kalbleri o heyecanla doldursun. Yurdun bütün afakını o heyecanla inletsin. Bütün seslerin fevkinde yükselsin, yükselsin, Arşın kapılarına yapışarak bağırsın.”

Zamanın büyük ve usta şâirlerinden Burdur milletvekili Mehmed Akif Ankara’daydı ve o bu yarışmaya şiir-marş göndermemişti. Genel kanaat, Memleketin içinde bulunduğu destan havasını hisseden ve yaşayan ve bunu yüksek bir belâgatla ifâdelendirecek, millî heyecanı terennüm edebilecek, ancak Mehmed Akif olabilirdi. Ama o, bu yarışmaya iştirak etmemişti. Niçin?

Akif, mükâfat verileceğinden, bu müsâbakaya iştirak etmekten çekinmişti. Gerçi diğer şâirlerin de bunda maddî kaygusu yoktu. Ama Akif; “İkramiyeli bir işe nasıl girerim, Memleketin kurtulacağını para ile mi söyleyeceğim.” demekteydi.

Hamdullah Suphi, Hasan Basri Bey’in tavassut ederek Akif’in de marş yazmasını sağlamasını ister. H. Basri Bey, “Akif’in para meselesinden dolayı yazmayacağını, ancak Bakanlığınızca bir yazı verirseniz deneyeceğini” söyler. Yazıyı Akif’e götürür ve müsâbakanın kaldırıldığını, mükâfatın da olmadığını ekler. Akif, bunun üzerine, ‘Ya!’ der. “O halde yazalım.” Verilen müddetin bitmesine ise 48 saat kalmıştır. Akif Taceddin Dergahı’na çekilerek ‘İstiklal Marşı’nı yazar ve Bakanlığa teslim eder.

Mehmed Akif bu marşın mısralarını, ruhunda ve kalbinde dolu dolu hissederek yazmıştır. Bu marşı, - girişinde de belirttiği gibi- ‘Kahraman Ordumuza’ ithaf etmiştir. Evet, Türk ordusu yüzyıllar boyunca bu hitaba layık olagelmiştir ve bu gün de bu övgüye ve liyâkata yaraşır vaziyetini devam ettirecektir.

Bakanlığa verilen yedi yüzü aşkın marşlar incelenmiş, yedi tanesinin aranan vasıflara uygun olduğu belirtilerek ayrılmıştır. Bunların arasında Akif’in marşı da vardır. Yapılan teklifle bu marş Meclis huzurunda okunur. Coşkunca alkışlarla karşılanır. Yapılan müzâkereler neticesinde, Akif’in yazdığı marş, Meclis’in 12 Mart 1921 günkü toplantısında, alkışlar arasında üç defa okunarak Türk Devleti’nin millî marşı olarak kabul edilir.

Akif’in vadedilen parayı almak istememesi üzerine, ‘Bakanlıktan çıkışı yapılmıştır, alınız, siz ne isterseniz yapınız!’ denmiştir. Mehmed Akif dedemiz bu paranın tamamını şehid aile ve çocuklarına iş öğreterek mahrumiyetlerini gidermek gayesiyle açılan ‘ Dar’ül Mesâi’ye ( Dar’ül Eytam ) bağışlamıştır. Halbuki Akif, marşın kabul edildiği gün cebinde sadece iki lirası vardı ve o iki lirayı da bir arkadaşından borç olarak almıştı. Ankara’nın o sert soğuğunda bir paltosu bile yoktu. İhtiyacı olduğu halde paranın bir kısmını dahi kendisine ayırmadığı gibi, ‘İstiklal Marşı’nı dahi kendi malı saymamış ‘Safahat’ına dâhil etmemiştir. “O benim değil, memleketimin, milletimindir! Benimle alâkası kesilmiştir. Zaten o, milletin eseri, milletin malıdır. Ben yalnız gördüğümü ve hissettiğimi yazdım.” demiştir.

Kahraman Ordumuza hitaben yazılan bu marş, edebiyatta bir ‘sehl-i mümteni’dir. Yani -kolay görünen imkansız olarak- geçilememiştir. ‘Çanakkale Şehidlerine’ destanı da aynı şekilde sehl-i mümteni’dir. Bu iki şiir hâlâ geçilememiştir.

Bu vesileyle başta Mehmed Akif dedemiz olmak üzere, bütün geçmişlerimize ve şehidlerimize Allah’tan rahmet dileğiyle, memleketimizi İstiklâl Marşı yazılacak vaziyetlerden muhafaza etmesini niyaz ederiz, vesselâm.


İsmail Hakkı Avcı
 

Forum istatistikleri

Konular
18,892
Mesajlar
30,368
Kullanıcılar
27,851
Son üye
Mfbos
×